Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14126 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 28135 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSuç : HakaretHÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;1- Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Yargılamaya konu somut olayda; sanığın, doktor olarak görev yapan katılana söylediği kabul edilen “sen nasıl doktorsun lan, ne olur lan, lan benim paramla maaş alıyorsun” şeklindeki sözlerinin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,2- Kabule göre de;a) Katılanın, “çocuk hastanesinin acil bölümünde görevli doktordum, sanık küçük bir kız çocuğu ile geldi, ben adli vaka olabilir düşüncesiyle uzmana yönlendirdim, uzman doktor da bakmış ve bakan hekimce bir rapor düzenlensin demiş, ben değil uzmanın değerlendirilmesi gerek dedim, bunun üzerine sanık beni bekletmeyin beni bir an önce gönderin dedi, o sıra sanığın eşi bağırmaya başladı, ben beklemek istemiyorum gibi şeyler söyledi” şeklindeki anlatımı karşısında, katılan ile uzman hekim arasında adli rapor düzenlenmesine ilişkin ihtilaftan kaynaklanan gecikme nedeni ile olayın meydana geldiğinin anlaşılması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre TCK'nın 129. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,b) Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, TCK'nın 53/4. maddesi uyarınca aynı maddenin birinci fıkrasındaki hak yoksunluklarına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,c) Sanığın adli sicil kaydında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmiş mahkumiyet hükmü niteliğinde olmaması karşısında, CMK'nın 231/6. maddesi uyarınca, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapıldıktan sonra, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıyla ilgili bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, "sanığın daha önceden de suç işlemiş olması nedeni ile” şeklindeki kanuni olmayan gerekçeyle, CMK'nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,Kanuna aykırı, sanık ... ... ve katılan ...'ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.