Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13343 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10448 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiHakaret suçundan sanığın Türk Ceza Kanunu'nun 125/1, 43, 62 ve 52. maddelerinden 1860 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, CMK'nın 231/5. maddesi uyarınca da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, İzmir 12. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 07/04/2014 tarihli kararına sanık tarafından itiraz edilmesi üzerine, itirazın kabulüne dair İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 27/05/2014 tarihli kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.09.2014 gün ve 281069 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanığın adli sicil kaydında herhangi bir cezasının bulunmaması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/6-a bendinde yer alan, "Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması," koşulunun olayda gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.I-Olay: Hakaret suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, 1860 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın itirazı üzerine mercii İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 27/05/2014 tarihli kararıyla itirazın kabulüne karar verilmesiyle, kesin olan mercii kararına ilişkin olarak kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını itiraz üzerine inceleyerek kaldıran mercii kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.III- Hukuksal Değerlendirme:5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle, - Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması, - Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmaması,Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır.İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında hakaret suçundan adli para cezası verildiği, sanığın adli sicil kaydının bulunmadığı, hakaret suçunun somut zarar suçu olmadığı anlaşılmaktadır. Sanık da duruşmada CMK'nın 231. maddesinin uygulanmasını talep etmiştir. Bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluştuğu, Sulh Ceza Mahkemesi'nce subjektif koşulun da değerlendirilerek olumlu kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.İtiraz merciince, 'sanık hakkında daha önceden verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar olduğu ve sanığın yeniden suç işlemeyeceği yönünde kanaate varılamadığından' şeklindeki hatalı tespit ve hükmü veren mahkemenin yerine geçerek yaptığı yerinde olmayan subjektif değerlendirme ile itirazın kabulüne karar verilmesi hukuka aykırıdır.IV- Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, 1- İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 27/05/2014 tarihli ve 2014/197 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 14.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.