Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13097 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8218 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇLAR : Hakaret, tehditHÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanığın görüş yerinde anne ve babasıyla birlikte çıkardıkları sesten dolayı kendisini uyaran infaz koruma memuru olan mağdura “sen kimsin bana çık diyorsun” şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin, mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi, 2-Sanığın, mağdura sarfettiği kabul edilen "dışarıda görüşeceğiz, sana haddini bildireceğim" şeklindeki sözlerin TCK'nın 106/1-2. cümlesinde tanımlanan sair tehdit suçunu oluşturduğu, bu suçun soruşturulmasının şikayete bağlı olduğu, mağdurunda 09.04.2013 tarihli celsede sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiğinin anlaşılması karşısında, TCK’nın 73/4. maddesi uyarınca değişen suç vasfına göre sanıktan şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak, sonucuna göre davanın düşmesine karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken, eylemin nitelendirilmesinde hataya düşülerek sanığın TCK'nın 106/1-1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi, 3-Eylemin ilk olarak kim tarafından başlatıldığı belirlenemediğinden sanık hakkında haksız tahrik uygulaması yapılarak cezada indirime gidilmiş ise de, dinlenen tanık beyanları ile tutanaklardan, mağdurdan sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturabilecek bir söz veya davranışın olmadığının anlaşılması karşısında, hataya düşülerek haksız tahrik nedeniyle TCK'nın 29 ve 129/1. maddeleri uyarınca cezalarda indirim yapılması, Kanuna aykırı ve sanık ...'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.