Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12668 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 29530 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Kişilerin huzur ve sükununu bozma, tehditHÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;1- Her iki suçun CMK'nın 253/1. maddesi uyarınca uzlaşma kapsamında kalması nedeniyle aynı Kanunun 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma hükümlerinin uygulanması ve sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,2- Kabule göre de;a) Bir kimseye telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması eyleminin ısrarla ve o kişiyi rahatsız etme özel kastıyla yapılması halinde kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun oluşacağı düşünülmeden sanığın, katılana gönderdiği 03.11.2009 tarihli yazılı mesajdaki sözlerinin sair tehdit suçunu oluşturması karşısında, suça konu 04.11.2009 tarihli bir adet yazılı mesaj gönderme biçimindeki eyleminde, ısrar öğesi bulunmaması nedeniyle unsurları oluşmayan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunda sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, b) İki sınır arasında temel cezanın belirlenmesinde suçun işleniş biçimi, failin kasta dayalı kusurunun yoğunluğu, olayın meydana geliş şekli ve maddede öngörülen cezanın alt sınırının nazara alınması gerektiği, tehdit içerikli mesajların sayısı ile olayın gelişimi ve sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı gibi hususlar dikkate alınarak sanık hakkında adalet, hak ve nesafet kuralları ve “orantılılık” ilkesiyle bağdaşmayacak şekilde üst hadden ceza belirlenerek “sair tehdit” suçunda fazla ceza tayin edilmesi, c) Seçimlik ceza öngören “sair tehdit” suçunda, hapis cezasının tercih edilmesi nedeniyle TCK’nın 50/2. maddesi uyarınca, bu cezanın artık adli para cezasına çevrilemeyeceği hususunun gözetilmemesi, d) Haksız tahrik oluşturan eylemlerin nelerden ibaret olduğu açıklanıp, karar yerinde tartışılmadan yetersiz gerekçeyle sanık hakkında, her iki suçtan haksız tahrik hükümlerinin uygulanması, e) CMK'nın 324/4. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerekirken, 14,75 TL yargılama giderinin sanıktan alınarak Hazineye gelir yazılmasına karar verilmesi,Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.