Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1258 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 18993 - Esas Yıl 2016





Hakaret suçundan sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1, 125/4, 62/1 ve 52/1-2. maddeleri uyarınca 1.740,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 41. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/12/2014 tarihli ve 2014/698 esas, 2014/459 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/12/2016 gün ve 394481 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi: İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, sanığa isnat edilen eylemin avukatlık görevi ile alakalı olduğu, soruşturma ve kovuşturma sırasında sanığın Avukat olması nedeniyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 58 ve 59. maddeleri uyarınca gerekli izin alınmadığı ve bu durumun usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğu düşünüldüğünden, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir. Hukuksal Değerlendirme: 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58/1. maddesinde; “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır." Aynı Kanun’un 59. maddesinde ise; “ 58 inci maddeye göre yapılan soruşturmaya ait dosya Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne tevdi olunur. İnceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde dosya, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesine en yakın bulunan ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderilir. Cumhuriyet Savcısı beş gün içinde, iddianamesini düzenliyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir. İddianamenin bir örneği, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun hükümleri uyarınca, hakkında kovuşturma yapılan avukata tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine avukat, kanunda yazılı süre içinde bazı delillerin toplanmasını ister veya kabule değer bir istemde bulunursa nazara alınır, gerekirse soruşturma başkan tarafından derinleştirilir. Haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilen avukatların duruşmaları, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesinde yapılır. (Ek cümle: 02/05/2001 - 4667/38. md.) Durum avukatın kayıtlı olduğu baroya bildirilir. ” hükümleri yer almaktadır. İncelenen dosyada; sanık avukatın vekilliğini yaptığı İçişleri Bakanlığının müşteki olduğu bir ceza davasının sanığına duruşma bitiminde adliye koridorunda "sen hırsızlık yapmışsın, aslında hırsızlıkla suçlanman gerekiyordu, çok şanslısın, iyi hakime denk geldin " diyerek hakaret ettiğine ilişkin iddianın, sanığın avukatlık görevi sırasında olduğu, avukatların görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma ve kovuşturmanın, Adalet Bakanlığı’nın vereceği izin üzerine yürütülmesi gerektiği, sanık avukat hakkında soruşturma ve kovuşturma izni alınmamış olması nedeniyle, mahkemece CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerekirken, genel hükümler çerçevesinde kovuşturma yapılarak, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır. Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, 1-Hakaret suçundan sanık ... hakkında, İzmir 41. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/12/2014 tarihli ve 2014/698 esas, 2014/459 sayılı kararının, CMK’nın 309/4-b maddesi uyarınca BOZULMASINA, 2- Dava koşulu olan Adalet Bakanlığı izni alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesine, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 07.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.