Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 107 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 30828 - Esas Yıl 2015





KARAR İmar kirliliğine neden olma suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 184/1. maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5728 sayılı Kanun'un 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, İstanbul 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/05/2014 tarihli ve 2009/993 esas 2014/181 sayılı kararına karşı sanık müdafii tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/09/2014 tarihli ve 2014/1019 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31/03/2015 gün ve 106067 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi: İstem yazısında: 1-Usul yönünden yapılan incelemede, 5271 sayılı Kanun'a 6008 sayılı Kanun'un 7. maddesi ile eklenen 231/6-son maddesinde yer alan "Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." hükmüne aykırı olarak sanık ...'e hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına rızasının bulunup bulunmadığı sorulmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği gözetilmeksizin, merciince itirazın bu yönden kabulü yerine reddine karar verilmesinde, 2-Esas yönünden yapılan incelemede, sanık ... hakkında Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığının 27/10/2009 tarihli ve 2008/6854 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ile, diğer sanık Vedat Elik hakkında açılan iş bu dava dosyasına konu Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/6854 soruşturma sayılı dosyasında inşaattan sorumlu yönetim kurulu üyesinin Vedat Elik olduğundan bahisle ... hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına yönelik karar verilmesi karşısında, birleşen dosyalarda sanık ...'in 2863 sayılı Kanun'un 65/b maddesi gereğince cezalandırılması talep edilip bu madde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden 5237 sayılı Kanun'un 44. maddesi gereğince aynı Kanun'un 184/1. maddesi uyarınca cezalandırılması cihetine gidilmesinde isabet görülmediğinden, yapılan itirazın bu yönden kabulü yerine reddine, karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir. Hukuksal Değerlendirme: Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir. İnceleme konusu somut olayda; sanık ... hakkında 2863 sayılı Yasanın 65/b gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı halde ek savunma hakkı tanınmadan TCK'nın 184. maddesi gereğince hüküm kurularak, CMK'nın 226. maddesine aykırı davranılması, hukuka aykırı bulunmuştur. Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA, 2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 11.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.