MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hakaret HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre gerekçeli kararın Tebligat Kanununun 11. maddesine uygun olarak tebliğ edilmemesi nedeniyle temyizin süresinde yapıldığı kabul edilerek; temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanığın aşamalarda “olay tarihinde Ilıcadaki plajda işletmecilik yaptığını, polis memuru olan ... ve ...'un yanlarında iki bayanla birlikte işyerine geldiklerini, bayanların plajda şezlongda oturduğunu, yemek yediklerini, içecek içtiklerini garsonun kendilerinden ücret talep etmesi üzerine "bizden paramı alacaksınız, ayıp değilmi burayı kapatırız" dediklerini, kendisinin de olaya müdahale ederek "kapattırırsanız, kapattırın, burada herkes eşittir herkes ücret verecek" dediğini, daha sonra... ve ....'ın küfür ettiklerini ve saldırdıklarını, "seni burada barındırmayız" dediklerini, içlerinden birisinin kafa attığını, ancak hangisi olduğunu bilmediğini, burnunun kanadığını üzeri kan olunca olay yerinden ayrıldığı....“ şeklindeki savunması karşısında; hakaret eyleminin ne şekilde kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlendiği açıklanmadan, TCK’nın 125/3-a maddesinin tatbik edilmesi ve olayın çıkış nedeni ile gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre TCK’nın 129. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması, Kanuna aykırı ve sanık ...’in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.