Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 992 - Karar Yıl 2004 / Esas No : 8243 - Esas Yıl 2003
Dava dilekçesinde vakfın dağılması ve yöneticilerinin görevden alınması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dilekçesinde; kurum müfettişlerince vakfın işlemlerinin teftişi sonunda düzenlenen 13.3.2001 tarihli raporda tesbit edildiği gibi, davalı I... ve Vakfının amacının gerçekleştirilmesi olanaksız hale geldiğinden dağıldığının tesbitinin, vakıf senedine ve yürürlükte bulunan kanun ve tüzüğe aykırı hareket eden davalı vakıf yöneticilerinin de görevden alınmalarını talep etmiş; davalılar ise vakfın senedine göre faaliyet gösterildiğini, mevzuata aykırı işlemler yapılmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, herhangi bir araştırma yapılmadan, teftiş raporunda ileri sürülen hususların ilgililere tebliği ile aksaklıkların giderilmesinin mümkün olduğu, idari aksaklıkların vakfın feshi nedeni sayılmasının adalete ve hukuka uygun bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 101. maddesinde, vakfın gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve haklan belirli ve sürekli bir amaca özgüle-meleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluğu olduğu belirtilmiş, 116. maddesinde ise amacın gerçekleşmesi olanaksız hale geldiği ve değiştirilmesine de olanak bulunmadığı takdirde vakfın kendiliğinden sona ereceği ve mahkeme kararıyla sicilden silineceği 112. maddenin ikinci fıkrasında da mahkemenin denetim makamının başvurusu üzerine tüzükte gösterilen nedenlerle duruşma yaparak yöneticileri görevden alabileceği hükme bağlanmıştır. Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulamalarında, vakfın mal varlığının amacın gerçekleşmesini olanaksız kılacak şekilde azalmış olması, vakfın dağılmış sayılması için yeterli neden kabul edilmekte ise de, bu yetersizliğin araştırılıp belgeleriyle kanıtlanmış olması aranmaktadır. Bu bakımdan Yargıtay'ın denetimine de olanak sağlayacak şekilde, vakfa ait faaliyet raporları, bilançolar ve ilgili diğer belgeler getirtilip, uzman bir bilirkişiye incelettirilerek rapor alınıp, davalı yöneticilerin Tüzüğün 23. maddesine aykırı hareket edip etmedikleri belirlenip ayrıca vakfın acz içinde olup olmadığı araştırıldıktan sonra vakfın acz içinde olduğu tesbit edildiğinde tasfiyeden arta kalan mal ve hakların intikalini düzenleyen Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzüğün 33. maddesi de gözetilerek hasıl olacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan eksik inceleme ile davanın reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK' nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.2.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.