Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9547 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9524 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı kurum, dava dilekçesinde; davalılar ... ve kızı ...un korunması amacıyla özgürlüklerinin kısıtlanmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece istek reddedilmiş, kararı davacı kurum vekili temyiz etmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:... Bakanlığı ... İl Müdürlüğü dava dilekçesinde; kurumlarına yapılan bir ihbar üzerine, ... ve ....’un oturdukları evde, müdürlüklerine bağlı meslek elemanlarınca yapılan incelemede, adı geçen şahısların oturdukları evi "çöplük" haline getirdiklerini, sağlıksız bir ortamda yaşadıklarının tespit edildiğini, kendilerine yapılan hastaneye götürülmeleri yönündeki teklifi kabul etmediklerini, müdürlüklerine bağlı kuruluşlara yerleştirilmeleri yönündeki öneriye de olumsuz yanıt verdiklerini, adı geçenlerin yeterli düzeyde gelirlerinin mevcut olmadığını, sadece ölüm aylığı ve vakıf yardımlarıyla hayatlarını sürdürdüklerini, bunlardan Derya Karakuş'un kısıtlanarak, annesinin velayeti altına konulduğunu ileri sürerek, hastaneden alınacak sağlık kurulu raporu doğrultusunda, adı geçenlerin akıl ve ruh sağlıklarının yerinde olmadığı sonucuna ulaşılması halinde, öncelikle, anne Nurgül'ün kızı üzerindeki velayetin kaldırılması için ... Asliye Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunulmasını, daha sonra her ikisinin Türk Medenî Kanununun 432'nci maddesi gereğince korunması amacıyla re’sen gerekli önlemin alınarak, kanunda belirtilen ilgili kurumlara yerleştirilmeleri yönünde karar alınmasını istemiş; mahkemece; duruşma açılmaksızın yapılan inceleme sonucu istek reddedilmiştir.Dava dilekçesi ekinde sunulan ve sosyal hizmet merkezî müdürlüğü elemanlarınca hazırlanan 18.05.2015 tarihli "Vaka Görüşme Raporunda", haklarında korunmaları amacıyla önlem alınması, talep edilenlerden ....'un 1952, kızı olduğu belirtilen ... ...'un ise 1971 doğumlu oldukları, bunlardan Derya'nın, daha önce "bipolar bozukluk" tanısıyla ...Merkezinde yatarak tedavi gördüğü ve ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/316 Esas 2013/471 Karar sayılı kararıyla kısıtlanarak annesinin velayeti altına konulduğu, her ikisin de herhangi bir gelirlerinin mevcut olmadığı, yaşadıkları evi "çöplük" haline getirdikleri, vücut temizliklerinin aylardır yapılmadığı, sağlıksız bir ortamda yaşadıkları bildirilmiştir. Türk Medeni Kanununun 432'nci maddesinde; "akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, ağır tehlike arz eden bulaşıcı hastalık veya serserilik sebeplerinden biriyle toplum için tehlike oluşturan her ergin kişinin kişisel korunmasının başka şekilde sağlanamaması halinde, tedavisi, eğitimi veya ıslahı için elverişli bir kuruma yerleştirileceği veya alıkonulabileceği" hükme bağlanmış, aynı hükmün devamında "Görevlerini yaparlarken, bu sebeplerden birinin varlığını öğrenen kamu görevlilerinin, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorunda oldukları" belirtilmiştir. Aynı Kanunun 436'ncı maddesinde, koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasında uygulanacak usul kuralları, 437'nci maddesinde de yargılama usulü gösterilmiştir.Bu yasal düzenlemeye göre; ergin bir kişinin korunması amacıyla özgürlüğünün kısıtlanabilmesi için; akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, ağır tehlike arz eden bulaşıcı hastalık veya serserilik sebeplerinden biriyle toplum için tehlike oluşturması, kişisel korunmasının da başka şekilde sağlanamamasının gerçekleşmesi gerekir. Ergin kişinin bu madde gereğince, tedavisi, eğitimi veya ıslahı için elverişli bir kuruma yerleştirilebilmesi veya kurumda alıkonulabilmesi için, kısıtlı olması ya da olmaması önem taşımaz. Kısıtlı olmamasına rağmen, maddede sayılan sebeplerden biri varsa, toplum için tehlike oluşturan bu kişiler, tedavisi, eğitimi veya ıslahı için bir kuruma yerleştirilebilir veya kurumda alıkonulabilir. Şu halde, ergin kişi kısıtlanmamış olsa bile, şartların varlığı halinde korunması amacıyla özgürlüğünün kısıtlanması yoluna gidilebilir. Bu yola gidilebilmesi için Yasada iki temel şart öngörülmüştür. Bunlardan birincisi; maddede sayılan hallerin varlığına bağlı olarak ergin kişinin toplum için tehlike oluşturması; diğeri ise, kişisel korunmasının başka türlü sağlanamamasıdır. Maddede sayılan hallerin varlığına rağmen ergin kişinin korunması için yasal başka imkanlar varsa, özgürlüğünün kısıtlanmasına karar verilemez. Böyle bir durumda vesayet makamı, kişisel korunmasını sağlayacak diğer imkanları kararında gösterir ve özgürlüğün kısıtlanması isteğini bu sebeple reddeder. Aksi durumda, kişinin korunması amacıyla, ne için (tedavisi, eğitimi veya ıslahı) olduğunu da belirtmek suretiyle, kuruma yerleştirilmesine veya alıkonulmasına, eş değiyişle özgürlüğünün kısıtlanmasına karar verecektir. O halde, sayılan hallerin mevcut olup olmadığı, toplum için tehlike oluşturup oluşturmadığı, oluşturuyor ise, kişinin korunmasının başka türlü sağlanıp sağlanamayacağı, ayrıntılı bir araştırma ve inceleme yapılmasını ve ilgili kişilerin dinlenmesini (TMK. m. 437/...) gerektirir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 320/...’nci maddesine göre, basit usule tabi davalarda taraflar duruşmaya davet edilmeden dosya üzerinden karar verilebilmesi için, bunun kanunen mümkün olması gerekir. Oysa, ergin kişinin korunması amacıyla özgürlüğünün kısıtlanması, basit yargılama usulüne tabi (TMK. m. 437/...) olmakla birlikte, Türk Medeni Kanununun 436'nci maddesinde gösterilen özel usul kuralları ve 437/.... madde hükmü gözetildiğinde; taraflar davet edilmeden duruşma açılmaksızın karar verilebilecek işlerden değildir. Bu bakımdan, taraflar davet edilerek incelemenin duruşmalı yapılması gerekir. Öyleyse mahkemece yapılacak iş; tarafları duruşmaya davet etmek, korunması için özgürlüğünün kısıtlanması talep edilenlerin nüfus kayıtlarını dosyaya almak, bunlardan Derya'nın "bibolar bozukluk" sebebiyle medeni haklarının kısıtlandığını ve annesinin velayeti altına konulmuş olduğunu nazara almak, gerekmesi halinde vesayet dosyasını getirtmek, hastalığının toplum için tehlike oluşturup oluşturmadığı konusunda yeniden rapor almak, yaşadıkları evde çöp biriktirmelerine bağlı olarak sağlıksız bir ortamda yaşamaları ve vücut temizliklerini yapmamalarının maddede sözü edilen "serserilik" kapsamında sayılıp sayılamayacağını değerlendirmek; bundan sonra 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu hükümleri de gözetilerek, adı geçenlerin bu Kanunda yer alan "bakıma ve yardıma muhtaç kişiler ile sosyal hizmetlere ihtiyacı olan kişiler" (2828 s. SHK. m.21/...) olarak tespitinin mümkün olup olmadığı ve dolayısıyla bu Kanunda ve Kanunun 21/...’ncİ maddesine dayanılarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca çıkarılan "Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetleri Hakkında Yönetmelik" (........2015 tarihli ve 29284 sayılı R.G.) hükümlerine göre, adı geçenlerin kişisel korunmalarının başka türlü sağlanmasının mümkün olup olmadığını araştırmak ve hasıl olacak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Açıklanan hususlar gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.