Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9406 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 9329 - Esas Yıl 2006





Dava dilekçesinde projeye aykırı değişikliklerin eski hale iadesi, karşı davada anayapının depreme karşı güçlendirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne-karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davalı-karşı davacının bağımsız bölümünde yapılmış olan değişikliklerin anataşınmazın onaylı mimari projesine aykırı olduğu ve bu değişikliklerin anayapının depreme dayanıklılığını artıran etkisi olmayıp, aksine güçsüzleş-mesine neden olabileceğinin saptanmış bulunması karşısında, asıl davanın kabulü ile projeye aykırı değişikliklerin eski hale getirilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Karşı davanın reddine ilişkin karara yönelik temyiz istemine gelince;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;Bozmadan sonra yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; davalı-karşı davacı tarafından dosyaya sunulmuş olan Eylül 2003 tarihli Zemin Etüt Raporu'na da atıfta bulunularak, davaya konu anayapının inşa edildiği zeminin sıvılaşma riskinin çok yüksek olduğu, zeminde taşıma gücü kaybı olacağı, yapının projelendirilmesi aşamasında 15 t/m2 ölçüsünde öngörülen bu gücün İ999 Marmara depremi sonrasında 8.5 t/m2 ölçüsüne düşmüş olduğu, bu nedenle zemin ile ilgili iyileştirme çalışmasının yaptırılması gerektiği açıklanmış, bilirkişi kurulunun ek raporunda ise, dünyada ilk kez Marmara depremi sonrasında tespit edilmiş olan zemin sıvılaşmasının yapılar üzerindeki etkileri ve davaya konu yapının projelendirildiği tarihteki ve şimdiki zemin değerleri arasındaki fark dikkate alındığında, zeminin projelendirildiği tarihteki değer olan 15 t/m2'ye gelene kadar iyileştirilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, bu işlemin nasıl yapılacağı hususunda bir açıklamada bulunulmamıştır. Davalı-karşı davacı tarafından haricen yaptırılan inceleme sonrasında düzenlenen 23.09.2003 tarihli Uğur imzalı bilirkişi raporunda da zemin sıvılaşması riskinden dolayı, kısmen bozma ilamında da yer verilen "münferit temellerin tamamen mütemadi yapılması veya tamamen radye temel yapılması, düşey elemanların perde kolonlarla ve donatıların güçlendirilmesi" gibi çözüm yolları gösterilmiştir.Kat Mülkiyeti Yasası'nın 19. maddesine göre, kat maliklerinin anayapının sağlamlığını korumakla iyükümlü olmalarına ve yargılama sırasında düzenlenen bilirkişi raporunda da haricen düzenlenen raporlardaki belirlemelere paralel biçimde, yapının mevcut durumu itibarıyla zemin taşıma gücü bakımından yetersiz olduğu saptanmış bulunmasına göre, öncelikle bilirkişi kurulundan bu yetersizliğin giderilebilip giderilemeyeceği, giderilebilecek olması halinde ne tür iş ve işlemlerin, nasıl ve hangi yöntemle, ne kadar zamanda ve ne miktar masrafla yapılması gerektiği, bu iş ve işlemler sırasında alınması gereken tedbirler olup olmadığı hususlarında ayrıntılı ek rapor alınması, gerekmesi halinde proje hazırlatılıp onaylanmasından sonra var olan yetersizliği giderecek çalışmanın yapılmasına karar verilmesi gerekirken karşı davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.