Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9134 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8502 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davalı vakfın 16.12.2012 tarihli kurucular kurulu toplantısının ve alınan kararların, birleşen dava dilekçesinde ise 07.10.2012 tarihli yönetim kurulu toplantısının ve alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti ile iptali istenilmiştir. Mahkemece her iki davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı vakfın 16.12.2012 tarihli kurucular kurulu toplantısının usul ve yasaya aykırı olduğunu, üye olmayanların toplantıya katılıp oy kullandıklarını, bir çok üyenin vekaleten oy kullandığını, çağrı usulüne uyulmadığını ileri sürerek bu toplantının yoklukla geçersiz olduğunun tespiti ile alınan kararların iptaline karar verilmesini, birleşen davanın dava dilekçesinde ise, davalı vakfın ... Şubesinin kapatılmasına ilişkin 07.10.2012 tarihli yönetim kurulu toplantısının ve alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek bu toplantı ve kararın yoklukla geçersiz olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece her iki davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davalı ... Vakfının 1989 yılında kurulduğu, vakıf senedine göre; vakfın organlarının kurucular kurulu, yönetim kurulu ve denetim kurulundan oluştuğu, kurucular kurulunun 19 kişiden teşekkül ettiği, 16.12.2012 tarihli kurucular kurulu toplantısı hazirun listesine göre 11 kişinin imzasının bulunduğu, bunlardan yedi kişinin vekaleten katılıp oy kullandığı, katılanlardan.....'nın kurucular kurulu üyesi olmadıkları, bu toplantıda şubelerin tamamının kapatılması kararının alındığı, kurucular kurulu üye sayısı dikkate alınarak vekaleten oy kullananlar düşüldüğünde toplantı yeter sayısına ulaşılmadığı, yönetim kurulunun ise 6 kişiden oluştuğu, 07.10.2012 tarihli yönetim kurulu toplantısına altı üyenin tamamının da katıldığı, bu toplantıda vakfın ... Şubesinin kapatılması kararının alındığı, davacının vakfın ... Şubesinin başkanı olduğu, davacı tarafından kurucular kurulu toplantısının ve yönetim kurulu toplantısının kanuna ve senede aykırı yapılması nedeniyle yoklukla geçersiz olduğunun tespiti ile alınan kararların iptali için dava açıldığı, mahkemece, toplantılarda usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 101. maddesinde; vakıf gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluğu olduğu, 69. maddesinde; her üyenin genel kurulda bir oy hakkı bulunduğu ve üyenin, oyunu şahsen kullanmak zorunda olduğu, 73. maddesinde; dernek genel kurulun, derneğin en yetkili karar organı olduğu ve derneğe kayıtlı üyelerden oluştuğu, 83. maddesinde ise; ancak dernek genel kurul kararlarının iptalinin istenebileceği, diğer organlarının kararlarına karşı, dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamayacağı belirtilmiştir. Anayasamızın dernek kurma hürriyeti başlıklı 33. maddesinde; "Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, dava vakıf kurucular kurulu toplantısının ve yönetim kurulu toplantısının kanuna ve senede aykırı yapılması nedeniyle yoklukla geçersiz olduğunun tespiti ile toplantılarda alınan kararların iptali istemine ilişkindir. Yargıtay uygulamalarına göre uyuşmazlık, öncelikle vakıf hukuku kapsamında mevzuatta yer alan düzenlemeler esas alınarak çözüme kavuşturulacak, hüküm bulunmayan hallerde ise Türk Medeni Kanununun benzer kuruluşlardan olan derneklerle ilgili hükümleri esas alınarak çözüme gidilmelidir. Vekaleten oy kullanma konusunda vakıf mevzuatında açık bir düzenleme bulunmazken Türk Medeni Kanununa göre derneklerde bu durum açıkça yasaklanmıştır. Davalı vakfın senedine göre vakfın en yetkili karar organının kurucular kurulu olduğu halde davacı tarafından 07.10.2012 tarihli yönetim kurulu kararına karşı kurucular kuruluna başvurulduğuna dair bir bilgi bulunmamaktadır. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında; vakıf toplantılarında vekaleten oy kullanma söz konusu olmadığı halde vekaleten oy kullanılması, vekaleten oy kullananlar düşüldüğünde vakıf kurucular kurulu toplantı ve karar yeter sayısına ulaşılmamış olması, genel kurulu (kurucular kurulu) bulunan vakıflarda, yönetim kurulunun verdiği kararlar aleyhine doğrudan yargı yoluna başvurulamaması nedeniyle kanuna ve vakıf senedine aykırı yapılan 16.12.2012 tarihli vakıf kurucular kurulu toplantısının yok hükmünde olduğunun tespitine yönelik davanın kabulüne, 07.10.2012 tarihli vakıf yönetim kurulu toplantısının yoklukla geçersiz olduğunun tespiti ile iptali istemine yönelik davanın ise yukarıda belirtilen gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu yerinde olmayan gerekçe ile her iki davanın reddi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.