Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8554 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20958 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Sarıveliler Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/05/2013NUMARASI : 2011/170-2013/76 Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak;1-Aynı kamulaştırma kapsamı içinde kalan ve dava konusu taşınmazla aynı bölgeden gelen ve aynı değerlendirme tarihi itibariyle Dairemizce incelenen (örneğin Sarıveliler Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/193E-2012/143K, Dairenin 2013/13403E-13003 K sayılı dosyası) irtifak bedelinin tespit ve tesciline ilişkin dava dosyalarında, değerlendirmede yaygın olarak uygulanan üretim planı içine 1.yıl buğday, 2.yıl biber ve domates ürünleri alınıp dava konusu taşınmazın m² değeri 8.165 TL/m² bulunduğu halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda münavebeye bu ürünler alındığı halde dava konusu taşınmazın m² değeri 6.81 TL/m² belirlenmek suretiyle, ayn?? kamulaştırma kapsamında dairemizden incelenmek suretiyle geçen dosyalardan ayrılma nedenleri de belirtilmeksizin farklı değer belirlenmiş olması,2-Kamulaştırma Yasasının 11. maddesinin son fıkrası hükmüne göre kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı tesisinde kamulaştırma bedeli, bu kamulaştırma nedeniyle taşınmazın tamamında oluşacak değer düşüklüğüdür. Başka bir deyişle taşınmazın kamulaştırma öncesindeki ile irtifakın geçmesinden sonraki değerleri arasındaki fark kamulaştırma bedelidir. Bu bedel taşınmazın büyüklüğüne, kullanma biçimine, arsa ya da tarım arazisi oluşuna, irtifakın niteliği ile geçtiği yer ve kapladığı alana göre yüzde olarak belirlenir ve irtifakın taşınmazda doğurduğu bu değer düşüklüğü oranına göre kamulaştırma bedeli bulunur. Yargıtay uygulamalarında üzerinde irtifak hakkı kurulmuş olan taşınmazda bu irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün en fazla (taşınmazın cins ve niteliğine göre uygun kullanımını önemli ölçüde etkileyen özel bir durum yoksa) irtifaktan etkilenen alanın mülkiyet değerinin arazide %35’i, arsada ise %50’si oranında olacağı kabul edilmektedir. Açıklanan bu esaslar gözönünde tutulduğunda irtifak kamulaştırmasından dolayı dava konusu taşınmazda oluşacak değer düşüklüğü oranının %11.24 olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, bilirkişi kurulunca daha az oranda değer düşüklüğü esas alınarak kamulaştırma bedelinin tesbit edilmesi,3-Bilirkişi raporunda ağaçların davacı idare tarafından kesilip götürüldüğü ve irtifak kamulaştırması nedeni ile ağaçların zarar görüp görmediği yolunda herhangi bir araştırma yapılıp, bu yönde deliller ortaya konulmadan sadece irtifaklı alana isabet etmesi nedeniyle ağaçlar için de bedele hükmedilmiş olması, Doğru görülmemiştir.Ayrıca;4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir. Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi'nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 08.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.