Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8103 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19557 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, vasi atanması talep edilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının annesi ...’un Medeni Kanunun 405 ve 406. maddeleri gereğince kısıtlanması talep edilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği 278, 1071,10175,10177, 7600, 7601, 7628, 7629 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları dosyaya getirtilmiş ise de bu taşınmazların kısıtlı adayı tarafından satışının yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise karşılığında ne kadar ücret alındığının taşınmazların satış akit tabloları getirtilerek denetlenmediği ve alınan ücretin kısıtlı adayı tarafından nasıl harcandığına ilişkin olarak mahkemece herhangi bir araştıma yapılmadığı, kısıtlı adayının dava tarihi itibariyle üzerine kayıtlı olan taşınmazların tapu kayıtlarının da getirtilerek incelenmediği ve davacının kısıtlı adayının malvarlığını kötü yönettiği iddiasına ilişkin olarak herhangi bir kolluk araştırmas?? yapılmadığı gibi kısıtlanmak istenen ...’un beyanında taşınmazların satışı ile çocuklarını evlendirdiğini belirtmesine rağmen çocuklarının evlilik tarihleri de dikkate alınarak evlilik için yapılan harcamaların örf, adet ve kısıtlı adayının sosyal ve ekonomik durumuna uygun olup olmadığının denetlenmediği anlaşılmıştır. Vesayete ilişkin hükümlerin kamu düzenine ilişkin bulunması nedeniyle, başta davacı olmak üzere tarafların göstereceği tüm delillerin toplanıp değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, Türk Medeni Kanununun 406.maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı hususunda kesin kanaat oluşturacak şekilde yeterli bir araştırma yapılmadan mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.