Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak;Dava, Kamulaştırma Yasasının 19. maddesine göre açılan tespit ve tescil istemine ilişkindir. 19. maddeye göre taşınmaz malın durumu o yerin en büyük mal memuruna bildirilmesine karşın Hazine tarafından herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir. Üçüncü şahıs olan müdahil Arzı vekili tarafından mahkemeye verilen 16.5.2007 havale tarihli dilekçede müdahale isteminden vazgeçildiği bildirilmiştir. Davaya itirazda bulunan başka bir makam ve kişi bulunmadığına göre, anılan Yasanın 19. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca mahkemece belirlenen kamulaştırma bedelinin zilyede ödenmesine karar verilmesi gerekirken, söz konusu bedelin 3'er aylık vadeli hesapta tutulmasına ve ileride hak sahipliğini ispat edecek kişiye ödenmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 02.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.