Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 761 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 13486 - Esas Yıl 2008





Dava dilekçesinde, vakıf senedinde yapılan değişikliğin tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, Sosyal Sigortalar Kurumu Personeli Yardımlaşma Vakfı senedinde 5072 ve 4721 sayılı Yasa hükümleri uyarınca yapılan değişikliklerin tescili istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla gerektirici yasal nedenlere göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, 5072 sayılı Yasa'nın "Temel ilkeler" başlığını taşıyan 2. maddesinin "vakıflar, kamu kurum ve kuruluşlarının ismini alamaz" kuralına yer veren (a) bendi ve "kamu görevlileri görev unvanlarını kullanarak vakıf organlarında görev alamaz" hükmünü içeren (d) bendi uyarınca, vakfın kuruluş senedinin başlığı ve 1. maddesinde adı "Sosyal Sigortalar Kurumu Personeli Yardımlaşma Vakfı" iken, "Sigorta Çalışanları Yardımlaşma Vakfı" olarak değiştirilmiş, ayrıca senedin 13. maddesinde Mütevelli Heyeti'nin, 15. maddesinde Vakıf Genel Kurulu'nun vakıf kurucu üyeleri dışında (b) fıkrasında vakıf üyesi olan SSK Genel Müdürü, (c) fıkrasında vakıf üyesi olan SSK Yönetim Kurulu Üyeleri, (d) fıkrasında vakıf üyesi olan SSK Genel Müdür Yardımcıları, (e) fıkrasında SSK Genel Müdürlüğü merkez birimlerindeki vakıf üyesi olan Genel Müdürlük Teftiş Kurulu Başkanı ile Sigorta Teftiş Kurul Başkanı, Birinci Hukuk Müşaviri, Daire Başkanları ve bağımsız birim amirleri, (f) fıkrasında ise Genel Kurul tarafından SSK Genel Müdürlüğü'ne bağlı sigorta, inşaat ve emlak, sağlık ve satın alma müdürlükleri ile bağımsız hastane ve dispanserlerden vakıf üyelerince kendi aralarından seçilerek gelen birer delege arasından seçilecek yirmibeş kişiden; 20. maddesinde Denetim Kurulu'nun beş üyeden oluşacağı ve ikisinin SSK üst düzey görevlilerinden, 21. maddesinde ise beş üyeden oluşan Onur Kurulu'nun iki üyesinin SSK Genel Müdürlüğü'nün üst düzey yöneticilerinden seçileceği belirtilmiş iken, adı geçen kurullardaki görev unvanları kaldırılarak bu kurul üyelerinin mütevelli heyetince kendi üyeleri arasından seçileceğine ilişkin yeni düzenlemeye gidildiği anlaşılmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, vakıf hukukunda esas olan, vakfın kuruluş senedine yansıyan kurucu iradenin -yasaların buyurucu hükümlerine aykırı olmamak koşuluyla olduğu gibi korunması ve sürdürülmesidir. Somut olayda, yukarıda açıklandığı üzere 5072 sayılı Yasa'nın 2. maddesinin (a) ve (d) bentleri uyarınca kuruluş senedinde vakfın adını içeren ve vakıf organlarının oluşumunu düzenleyen 13, 15, 20 ve 21. maddelerinde yapılan değişiklikler mahkemece tescil edilmiş ise de; 21.09.2004 günü yürürlüğe giren 5234 sayılı Yasa'nın 24. maddesi ve 5072 sayılı Yasa'nın geçici 1. maddesinde öngörülen süre 31.12.2005 tarihine kadar uzatılmış ve eklenen geçici 2. maddede 5072 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulan vakıfların kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili almış oldukları isimler ile senetlerindeki kamu görevlilerinin unvanlarını kullanma hakları saklı tutulmuştur. Dava konusu vakıf, anılan yasanın yürürlük tarihinden önce kurulduğu cihetle, kuruluş senedindeki ismini ve kamu görevlilerinin görev unvanlarını kullanma hakkının saklı olduğunun kabulü gerekir. Vakfın adının değiştirilmesi ve vakıf kurullarında görev alacak kişilere ait görev unvanlarının kaldırılmasına ilişkin düzenlemeler sonuç itibarıyla kurucu iradeye aykın düşecektir. Oysa kurucu irade, vakfın adını "Sosyal Sigortalar Kurumu Personeli Yardımlaşma Vakfı" olarak belirlemiş, vakıf kurullarının oluşumunda kişiyi değil, görev unvanını esas almıştır. 5072 sayılı Yasa'ya 5234 sayılı Yasayla eklenen geçici madde hükmü de bu amaçla düzenlenmiş bulunmaktadır. Açıklanan tüm bu nedenlerle vakıf senedinin vakfın ismine ilişkin başlık ve 1, 13, 15, 20, 21. maddelerinde yapılan söz konusu değişikliklerin tescili doğru görülmemiştir. Tüm bu nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.