MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDava dilekçesinde, davalı kat malikinin kusurlu hareketlerinden dolayı davacının bağımsız bölümünün kiraya verilememesinden kaynaklanan zararın tazmini istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılar vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalılar vekili Av.... ve aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av.... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıların çekme kat olan bağımsız bölümünde projeye aykırı olarak (çatı katı salonun bir bölümüne banyo yapımı, terasta yalıtıma zarar verilmesi, mermer zemin eğiminin dışa verilmemesi, kalorifer borularının yönünün değiştirilmesi vd.) bir kısım ilave ve tadilatlar yaptıklarından dolayı davacının dairesinde su sızıntısı meydana geldiğini, dairenin oturulamayacak hale gelmesi nedeniyle 10.12.2000 tarihinde ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2000/1382 Esas sayılı dosyası ile hasar tazminini de içeren müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme istendiğini, alınan raporlarda davacı bağımsız bölümünün oturulamayacak ve kiraya verilemeyecek duruma geldiğinin saptandığını ve davanın 2006 yılında lehe sonuçlanarak Yargıtay'ca onanması sonucunda 26.05.2008 tarihinde kesinleştiğini, davalıların kesinleşen karara rağmen zararın giderilmesi yönünde tadilat ve tamirat yaptırmadıklarını, devam eden su sızıntılarının tavanı çökme raddesine getirdiğini, 19.11.2008 tarihinde tekrar hasar tespiti yaptırdığını, davalıların mahkeme kararına karşın bağımsız bölümünü projeye uygun hale getirmediklerini, bu nedenle davacının da dairesini tamir ettirip kiraya verilebilecek duruma getiremediğini ileri sürerek davacının bağımsız bölümüne verilen zarar nedeniyle 10.12.2000 tarihinden itibaren mahrum kalınan 175.000 TL kira gelirinin ve ödediği aidatların yasal faizi ile tahsilini istemiş, bilahare 21.06.2011 günlü ıslah dilekçesi ile talebini 204.323,26 TL'ye arttırmış, mahkemece davanın kısmen kabulü ile tek mirasçı olan davacının murisine ait olan ve murisinin oturduğu bağımsız bölümün kira bedelinin murisin ölüm tarihi olan 16.12.2002 tarihinden dava tarihine (29.01.2009 yılına) kadar olan kısmının istenebileceği gerekçesiyle bu dönem için hesaplanan 181.622,45 TL kira bedeline hükmedilmiştir. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Haksız eylemden doğan tüm zararın giderilmesi istenilebilir. BK. m.41/1 (6098 sayılı TBK. 49/1 md.) Zararın kapsamının ise, kural olarak davacı tarafından kanıtlanması gerekir. BK. m.42/1 (6098 sayılı TBK. 50/1 md.) Ancak yaşamın olağan akışına göre ve hakkaniyet çerçevesinde gerçek zararın saptanması da, hakimin görevine dahil bulunmaktadır. BK. m.42/2 TMK m.4 (6098 sayılı TBK. 50/2 md.) Diğer yandan, zararlı sonucun oluşmasında davacının bölüşük kusuru olup olmadığı değerlendirilmeli ve mevcut ise indirim nedeni yapılmalıdır. BK. m.44/1 (6098 sayılı TBK. 52/1 md.) Somut olayda; dosya içindeki bilgi ve belgelerle, ... 2.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2000/1382 Esas 2006/456 Karar sayılı su sızıntısının önlenmesi, zararların tazmini ve eski hale getirmeye ilişkin dava dosyası, Şişli 1.İcra Müdürlüğü'nün 2008/22327 Esas sayılı eski hale getirme kararının infazına ilişkin dosyası ve yine dava konusu bağımsız bölüme sızan sular nedeniyle oluşan hasarın tespitine ilişkin ... 4.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2008/1374 D.İş sayılı dosyaları ile özellikle ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2000/1382 Esas 2006/456 Karar nolu dosyasında hükme esas alınan 05.01.2006 havale tarihli bilirkişi raporu birlikte incelendiğinde, davalının projeye aykırı olarak ortak terastan bağımsız bölümüne dahil ettiği kısımlar tespit edilmiş ve davacının bağımsız bölümünde ortak terasın davalı tarafından döşeme kaplaması değiştirilerek mermer kaplama yapılırken meyil hatası ve derz aralıklarının açık bırakılması nedeniyle ve projeye aykırılıkların eski hale getirilmeleri sırasında izolasyonun bozulması nedeniyle yağmur sularının daireye akması sonucu zarar oluştuğu, ayrıca davalının projeye aykırı oluşturduğu banyonun kurulan tesisat sisteminden de antre, koridor ve banyo duvarına akıntı olduğu ve zarar verdiği ancak gerekli tamiratın yapılarak bu zararın giderildiği belirlenmiştir. Buna göre, esasen davalı dairesinde oluşan zararın teras izolasyonundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 23. maddesinde kat maliklerinden birinin bağımsız bölümünde veya bu bölümdeki tesislerde meydana gelen hasar ve bozukluğun onarımı ve giderilmesi için diğer bağımsız bölümlere de girilmesi gerekiyorsa o bölümün maliki veya o bölümde başka sıfatla oturanlar giriş müsadesi vermeye ve bölümde gerekli işlerin yapılmasına katlanmaya mecbur oldukları hükmü yer almakta olup, davacının bu madde hükmüne göre hareket ederek akıntıyı önleyici tedbirleri alması mümkün iken, böyle bir yasal yola başvurmamış, projeye aykırılığın eski hale getirilmesi davasının sonucunu beklemiştir. Kaldı ki; yukarıda sözü edilen dava dosyasında projeye aykırılıkların eski hale getirilmesi, izolasyon yapılması ve zararın tazminine yalıtımın davalı tarafından verilen sürede yerine getirilmemesi halinde davacı tarafından yapılmasına, masrafların davalılardan alınmasına karar verilmiş, bu karar 26.05.2008 tarihinde kesinleşmiş olup, davacı kendisine yetki verildiği halde izolasyonla ilgili bir işlem yapmamış, kararı icraen infaz ettirmiştir.Tüm dosya kapsamına göre davacının zararlı sonuca bu kadar uzun süre katlanması yaşamın olağan akışına uygun değildir. Buna göre Kat Mülkiyeti Kanunun'nun 23.maddesi de dikkate alındığında davacının teras ile bağımsız bölümünü ne kadar sürede onarıp kiraya verilebilir duruma getirebileceği belirlenip (hasarın onarım süresince ve yeniden kiraya vermek için geçecek makul süre) ve o süre ile sınırlı olarak dava konusu yerin konumu ile emsal taşınmazlardaki kira bedelleri de gözetilerek hesaplanacak kira gelir kaybına hükmedilmesi gerekirken dava konusu bağımsız bölümün kiraya verilmesine ilişkin 01.01.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesindeki kira bedeli esas alınmak suretiyle müterafik kusuru da dikkate alınarak yukarıda açıklanan hususlar da gözetilmeden, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalılar yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı taraflara verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.