Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 715 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17933 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, alacağın tahsili için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Dava, eski yönetici olan davacının, yönetici olduğu dönemde şahsen ödediği 4342,93 TL ile 4000 TL yönetici aylığı olmak üzere toplam 8342,93 TL alacağın yeni yönetimden tahsili için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, yargılama sırasında alınan iki bilirkişi raporu içeriği dikkate alınarak davacının kendi dönemi içerisinde kayıt ve defterleri düzgün tutmadığı, belgeleri muhafaza etmediği, alacağını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; ... adına yeni yöneticinin evrakta sahtecilikten dolayı davacıyı şikayeti üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan 2012/26591 soruşturma numaralı dosyada alınan 29.05.2013 tarihli bilirkişi raporunda, adli emanetin 2013/3321 ve 2012/5932 sırasında bulunan karar ve işletme defterlerinin bir klasördeki tahsilat makbuzları ile yine bir klasör içindeki soruşturmaya konu döneme ait fatura ve masraf belgelerinin araştırılması sonucu, davacının .... Yöneticiliği yaptığı dönemdeki işletme defteri ile kayıt ve belgeleri tahrif etmek veya başka bir suretle işhanı yönetimini zarara sokmadığı, bu dönemde işhanının parası olmadığı için kendi parasından yaptığı harcamaların 2885,91 TL olduğu, icra takibinde 10 aylık yönetici ücretini talep ettiği, bir aylık 400 TL yönetici maaşının 30.01.2010 tarihinde gider olarak kayıt edildiği ve davacının yönetici olduğu döneme ilişkin 3600 TL yönetici ücreti alacağının olduğu yönünde görüş bildirildiği; yargılama sırasında mahkemece alınan iki bilirkişi raporunda ise, davacının yöneticilik yaptığı dönemde kullanılan işletme defterinde gelir-gider kayıtlarının üzerinin çizildiği ve başka rakamların yazılması ile defterin usulüne uygun tutulmadığından delil olarak kabul edilebilecek durumda olmadığı, defter kayıtlarını oluşturan gelir ve gider belgelerinin tümünün dosyada olmaması nedeniyle ilgili dönemde gerçekleşen toplam gelir ve gider tespitinin yapılamadığından davacının alacaklı olduğu tutarın tespit edilemediğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Kat Mülkiyeti Yasası'nın 35. maddesinin (e) bendi, yöneticinin anataşınmazın yönetimiyle ilgili ödemelerin kabulü ve borçların ödenmesini görevleri arasında saymış; 36. maddesinde de yöneticinin, anataşınmazın yönetimiyle ilgili tüm gelir ve giderleri yöntemince tutulacak deftere işlemeye ve giderlerin belgelerini bir dosyada saklamaya mecbur olduğu belirtilmiş ise de; Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulamalarında, yöneticinin gerek yasal yetkisi içerisinde kalan hususlarda ve gerekse kat malikleri kurulu kararları doğrultusunda yaptığı harcamaları gösteren belgelerin belge olması esas olmakla birlikte bunların mutlaka fatura veya kasa fişi niteliğini taşıması zorunluluğu aranmamakta, gerçekleşmiş bir iş veya işlem için harcama yapıldığını gösteren yazılı ve imzalı belge yeterli sayılmakta ve hatta aciliyet ve zorunluluk nedeniyle belgesiz olarak deftere işlenen gider konusu işin yapıldığının ve gösterilen miktarın uygunluğunun yerinde yapılan incelemede tespit edilmiş olması dahi yeterli kabul edilmektedir.Somut olayda, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemelerinde, bilirkişilerin sadece işletme defterini incelediği, Cumhuriyet Savcılığında yapılan soruşturma sırasında adli emanete alınmış olan karar defteri ile tahsilat makbuzları, fatura ve masraf belgelerini incelemedikleri görülmektedir. Bu durumda yukarıda bahsedilen yasal düzenlemeler de gözönünde tutularak; Savcılıkta emanete aldırılan belgeler incelenip, davacının yönetici seçildiği tarihte kendisine devredilmiş olan ortak para ile o tarihteki borç ve alacak tutarı, yöneticiliği döneminde toplanan avanslar ve yapılan harcamaların miktarları belirlenip gelir ve giderlere ilişkin olarak alınan makbuz, belge, fatura, fiş vs. evrak ayrıca davacı taraftan sorularak ilgili yerlerden getirtilip bütün belgeler bilirkişiye incelettirilerek davacının şahsen yaptığı ödeme olup olmadığı araştırılarak davacının yönetici aylığı alacağı olup olmadığı tespit edildikten sonra oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi yerine eksik inceleme ile davanın reddi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.