Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6962 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22653 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDava dilekçesinde, Kamulaştırma Kanununun 4650 sayılı Kanunla değişik hükümleri uyarınca... Kasabası 173 ada 3 parsel, 160 ada 13 parsel ve 159 ada 40 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi taraf vekillerince, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davalı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davalı vekili Av.... geldi. Davacı adına gelen olmadı. Gelen vekilin sözlü açıklaması dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak;1-Mahkemece dava konusu taşınmazlardan 173 ada 3 parsel sayılı taşınmazın bir kısmını kapama karışık meyve bahçesi olarak değerlendiren bilirkişi raporu kavaklık hesabı yönü ile hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre; kapama kavaklığa değer biçilirken kavakların bir yılda kesime gelmeyeceği gözönünde tutularak, öncelikle kaç yılda kesim çağına geleceği resmi verilere dayanılmak suretiyle tespit edilip kesim çağında elde edilecek brüt gelir de yine bu veriler doğrultusunda belirlenerek bundan kavakların kesim çağına kadar geçecek süre içindeki masrafları (üretim giderleri) düşüldükten sonra elde edilen bedel kesim yılına bölünmek suretiyle dekar başına elde edilecek yıllık net gelir bulunmalı, bu net gelire de kapitalizasyon faizi uygulanarak (tarım arazisi formülü uyarınca) kapama kavaklığın kamulaştırma bedeli tespit edilmelidir.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, taşınmazın kapama kavaklık olarak kabul edilen kısmına değer biçilirken yukarıda açıklanan esaslara uyulmadığı, bunun dışında gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden kavağın brüt gelir hesabına ait resmi veriler getirtilerek raporun denetlenmediği görülmektedir. Bu itibarla, öncelikle dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede kavak ağaçlarının kaç yılda kesime geleceğinin ve kesim çağına gelmiş kavaklıktan dekar başına elde edilecek kereste miktarı ile bir m³ kavak kerestesinin değerlendirme tarihindeki satış fiyatının ve kesim yaşına kadar yapılacak üretim giderlerinin ilgili resmi kuruluşlardan (gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğü ile gıda, tarım ve hayvancılık il müdürlüğünden ve gerektiğinde diğer ilgili kuruluşlardan, örneğin Kavakçılık Enstitüsünden) sorularak saptanması, bu veriler esas alınmak suretiyle taşınmazın kapama kavaklık olarak kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile hesaplama yapılan rapora itibarla karar verilmesi ,2-Dosya içerisinde bulunan kıymet takdir komisyonu raporuna göre taşınmazın üzerinde bulunan muhdesatın enkazının mal sahibine bırakıldığı belirtilmiştir. Ancak taşınmaz maliki enkazı almaya zorlanamaz. Takdir komisyonu, enkazın mal sahibine ait olduğunu belirtmiş, mal sahibi de buna itiraz etmemiş ve dava konusu yapmamış ise enkaz değeri tespit edilerek bu bedelin kamulaştırma bedelinden düşülmesi gerekir. Böyle bir durum yoksa enkaz, belirlenen bedelden düşülemez. Mahkemece, mal sahibinin enkazı alıp almadığı, isteyip istemediği belirlenip enkazın akıbetinin araştırılarak enkazın mal sahibi tarafından alındığının anlaşılması halinde ağaç enkaz bedelinin tespit edilen kamulaştırma bedelinden düşürülmesi, aksi halde enkaz bedeli düşülmemesi gerekirken yeterli araştırma yapılmadan yazılı şekilde enkaz bedelleri düşülerek karar verilmesi,3-Mahkemece tespit edilen ve davalı adına banka hesabına yatırtılan kamulaştırma bedelinin hükümle birlikte davalıya ödenmesine karar verildiğinden, dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bitiminden karar tarihine kadar faize hükmedilmesi gerekirken faizin bitiş tarihi gösterilmeyerek bu konuda hataya düşülmesi, Doğru görülmemişir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.