Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6703 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4167 - Esas Yıl 2010





Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasası'nın 4650 sayılı Yasa'yla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Yasası'nın 4650 sayılı Yasa'yla değişik 10. maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespitiyle taşınmaz malın idare adına tescili istemine ilişkindir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu, kamulaştırmayı yapan idarece Kamulaştırma Yasası'nın 4650 sayılı Yasa'yla değişik 8. maddesi hükmü gereğince taşınmaz mal sahibine uzlaşma konusunda çağrı yapıldığı ve bu davanın açıldığı, davanın yargılaması sırasında davalı vekili cevap dilekçesinde uzlaşmaya çağrı için çıkarılan tebligatın usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketin çalışanları arasında tebligatın teslim edildiği Servet isimli bir şahsın bulunmadığını, Tebligat Yasası'na göre şirket adına çıkarılan tebligatın şirketin yetkili tem-silcisine tebliğ edilmesi gerektiğini, satmalına komisyonunun davetiyesinden davalı şirket yöneticisinin haberdar olmadığını, bu hususu dava dilekçesinin tebliğ edildiğinde öğrendiklerini savunarak usul açısından davanın reddini istediği anlaşılmaktadır. Davalı vekili yargılama sırasında vermiş olduğu cevap dilekçesinde ve katıldığı oturumlarda davanın reddini istemiş olduğuna göre, Yasa'nın 8. maddesi gereğince yöntemince tebligat yapılmış olsa bile davalının anlaşmaya yanaşmayacağı anlaşıldığından davalı şirketin yetkili temsilcisine 8. madde gereğince tebligat yapılmasının sonucu değiştirmeyeceği gözetilerek ve dava ekonomisi de gözönünde bulundurularak davaya bakılıp toplanacak kanıtlara göre esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 03.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.