Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6686 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15825 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVALILAR : 1-... vd. Vek.Av....2-... Vek.Av....3-... Vek.Av....4-...Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılardan ... vd. vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve ilgili kişi Ülker Bozbay tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R IA-Mahkeme kararı Ülker Bambay tarafından temyiz edilmiş ise de; ilgilinin davada taraf sıfatı bulunmadığından temyiz talebinin REDDİNE,B-Davacı vekili ve davalılardan ...vd vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili temyizi yönünden;Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:1-Davacı idarenin tapu kaydında hisseli malik ölü... mirasçılarından .........hakkında dava açtığı anlaşıldığına göre yalnızca adı geçen davalılar yönünden veraset belgesi doğrultusunda payına düşen bedelin tespiti yapılarak bu kısmın tapusunun iptali gerekirken, dosyaya ibraz edilen... Sulh Hukuk Mahkemesinin 31.12.2013 tarih 2013/1167 Esas 2013/1199 Karar sayılı muris ...'e ait veraset ilamında mirasçı olarak bulunan ve hakkında dava açılmayan ...'ında payını kapsar şekilde bedel tespiti yapılıp tapu iptaline karar verilmesi,2-...Hukuk Mahkemesinin 2007/921 Esas ve...ulh Hukuk Mahkemesinin 2013/759 Esas sayılı dosyalarında, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapıların bir kısmında elbirliği ile mülkiyet halinin müşterek mülkiyete dönüştürülmesine ilişkin davaların derdest olduğu belirtilmiş olup, mahkemece bu dosyaların bekletici mesele yapılması gerektiğinin düşünülmemesi,../...2014/15825-2015/6686 -2-3-Mahkemece bilirkişi kurulu raporu alınmışsa da, rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;Kamulaştırma Yasası'nın 10. maddesi ve bedelin tespiti esaslarını düzenleyen 11. maddenin (g) bendi uyarınca; kamulaştırılacak taşınmazın arsa olarak kabulü halinde kamulaştırma (değerlendirme) gününden önceki özel amacı olmayan emsallerin satış değeri esas alınarak kamulaştırma bedelinin tespiti gerekir. Bu esaslara göre, gerçekçi ve doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için; emsal alınan taşınmazın satış tarihinin değerlendirme tarihinden önce ve değerlendirme tarihine yakın bulunması, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek nitelikte ve dava konusu taşınmaz ile aynı veya yakın semtlerde bulunması, topografik yapısı, manzarası, konumu, üzerinde yapılabilecek inşaat ve katlar için izin ve ruhsat sınırları, yüzölçümleri, imar uygulamasına konu edilmiş olup olmadıkları, sokak, cadde veya şehir alanlarına cepheleri ve mesafeleri gibi yönlerden benzer ya da yakın özelliklere sahip bulunması gereklidir. İzmir gibi büyük şehirlerde yukarıda açıklanan bu özellikler itibarıyla dava konusu taşınmaza daha yakın konumda ve değerlendirme tarihine yakın satış tarihli taşınmazların bulunması mümkün olduğu halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz ile yukarıda açıklanan özellikler itibarıyla benzer özellikler taşımayan ve satış tarihinin 1993 olması nedeniyle aradan geçen uzun sürenin yanıltıcı sonuçlara götürebileceği de dikkate alınmadan 1242 ada 24 parselin satışının somut emsal olarak alınmış olması,Doğru görülmemiştir. Ayrıca;4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tesbiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir. Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir. ../...2014/15825-2015/6686 -3-Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 22.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.