Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6530 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 6563 - Esas Yıl 2003





Davacı Şenay ile davalı Büyükşehir Belediye Başkanlığı aralarındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasına dair (Bursa Beşinci Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29.11.2002 günlü ve 2002/1103-1333 sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 13.6.2003 günlü ve 2003/4560-5031 sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili tarafından davalı Bursa Büyükşehir Belediyesi aleyhine açılan kamulaştırma bedelinin artırılması davasının yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen karar Dairemizin 8.4.2003 gün ve 2003/1253-2842 sayılı ilamı ile onanarak dosya, mahkemesine gönderilmiştir. Mahkeme kararının onandığını öğrenen davacı taraf, HUMK.nun 442/A-2 maddesi uyarınca davalı idare vekili adına herhangi bir bildirim tebligatı çıkarttırmadan doğrudan doğruya Mahkeme Yazı işleri Müdürüne yazdırdığı onamaya ilişkin bildirimi Belediyeye götürüp, yazıda belirtilen muhatap Belediye vekili Avukat Tuncay yerine Belediyenin genel evraktaki memuruna teslim etmiş ve böylece kararın kesinleştiğini ileri sürmüştür.Yukarıda değinildiği üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 442/A maddesine göre; Yargıtayın karar düzeltme yolu açık olan bozma kararları, Mahkeme Yazı işleri Müdürünce onbeş gün içinde kendiliğinden taraflara tebliğ edilir. Yargıtayın onama veya onamaya karşı başvurulan karar düzeltme isteminin reddine ilişkin kararlarının sonucu da, Mahkeme Yazı işleri Müdürünce onbeş gün içinde kendiliğinden taraflara bildirilir. Tebliğ ve bildirme giderleri peşin olarak alınır. Bu gider de temyiz için gerekli giderlerden olup, ödenmemesi halinde 434. madde hükmü uygulanır, öte yandan 7201 sayılı Tebligat Kanununun 1. maddesi yargı mercileri tarafından yapılacak bilcümle tebligatın bu yasa hükümleri dairesinde Posta Telgraf ve Telefon işletmesi veya memur vasıtasıyla yapılacağını öngörmektedir. Memur aracılığıyla tebligat ise aynı Yasanın 41. maddesinde düzenlenmiş olup bunun için ilgili makam veya mercilerin resen veya ilgililerin talebi üzerine işin mahiyetine göre dairelerinde çalışan memurlar aracılığıyla tebligat yapılmasına karar verebilirler. Bu bağlamda sözü edilen Yasanın 11. maddesinde de vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı açık bir şekilde belirtilmiştir.Tüm bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi yasa, sürelerin başlangıcını bir tebligat veya bildirime bağlı kıldığı durumlarda tebligat veya bildirimin mutlaka 7201 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılması zorunludur. HUMK.nun 442/A maddesindeki bildirim ile tebligat arasındaki fark şudur: tebligatta ilgiliye Yargıtay ilamını göndermek gerekir. Bildirim de ise aynı şekilde PTT vasıtasıyla yapılan bildirim tebligatına ayrıca ilam eklemeye gerek yoktur. Salt sonucunun bildirilmiş olması yeterlidir. Maddenin son fıkrasındaki düzenleme bildirimin de tebligatta olduğu gibi Tebligat Kanunu ve Tüzüğü hükümleri çerçevesinde yapılacağını çok açık bir şekilde ifade etmektedir. Burada söz konusu edilen gider tebligat ve bildirim gideridir.Somut olaya gelince; onama kararının bildirimi davalı idare vekiline PTT aracılığıyla Tebligat Yasası ve Tüzük hükümleri ile HUMK 442/A maddesinin öngördüğü şekilde yapılmamıştır. Vekille izlenen davada bildirim, vekil yerine, açıklanan usul kurallarına uyulmaksızın davalı asile -Bursa Büyükşehir Belediyesine- yapılmaya çalışılmıştır. Bu biçimde gerçekleştirilmek istenen bildirimin yasal bir dayanağı yoktur. Ayrıca, Mahkeme Yazı işleri Müdürü tarafından davalı idare vekili adına yazılan yazı bizzat muhataba imzası alınmak suretiyle de verilmemiştir. Ortada, hukuken geçerli bir bildirim olmadığından davalı idarenin 15 günlük karar düzeltme süresinin başladığından da söz edilemez. Bu sürenin başlayabilmesi için Mahkeme Yazı işleri Müdürünün, temyiz sırasında avans olarak aldığı parayı kullanmak suretiyle PTT aracılığıyla Mevzuata uygun olarak davalı idare vekiline bir bildirim tebligatı çıkartması gerekir. Bunun tebliği gününden itibaren onbeş günlük yasal süre işlemeye başlar. Diğer yandan Kamulaştırma Yasasının 21. maddesine göre idare, kamulaştırmanın her safhasında kamulaştırma kararı veren ve onaylayan yetkili merciin kararı ile kamulaştırmadan tek taraflı olarak kısmen veya tamamen vazgeçebilir. Yukarıda açıklanan nedenler gözetildiğinde henüz tashihi karar süresi dolmadan idare tarafından mevzuata uygun şekilde kamulaştırmadan vazgeçme kararı verildiği anlaşılmaktadır. Ortada hukuken geçerli bir kamulaştırma işlemi bulunmadığına göre artık bedel artırımı davasından da bahsedilemez, idarenin el koyma veya işgali söz konusu ise bu aşamadan sonra taşınmazın sahibinin şartları varsa dilediği takdirde el atmanın önlenmesi veya tazminat davaları açabileceği kuşkusuzdur.Bu itibarla düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında değinilen ve yukarıda açıklanan gerekçelere göre karar düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK.nun 440. maddesindeki yazılı hallerden hiç birine uymadığından davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin (REDDİNE), 86.700.000 TL para cezasının düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydettirilmesine, 17.9.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.