Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6397 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 5088 - Esas Yıl 2003





Dava dilekçesinde vakıf senedinde yapılmak istenilen değişikliğin te istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm Vak Genel Müdürlüğü ve Davaya müdahale talebinde bulunanlar tarafından temyiz edilmiştir. 1- Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 4721 sayılı Medeni Kanunun 102 ve 103 ile Türk Medeni Kanunu kümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkındaki Tüzüğün 5. maddeleri diki alındığında, tescil istemini içeren başvuru bir dava niteliğinde olmadığı üçüncü kişilerin böyle bir yargılamada davaya müdahil olarak katılmalar söz konusu değildir. Gerçekten Medeni Kanunun 103. maddesi hükmü incelendiğinde, sadece Vakıflar Genel Müdürlüğü mahkemece verilen tescil kararının tebliği üzerine bir ay içerisinde ancak temyiz yoluna başvurabile iken, kendilerini ilgili olarak gören kişilerin dava niteliğinde olmayan böyle ihtilafsız kazai işleme müdahil olarak katılmaları da mümkün değildir. Sözü edilen Tüzüğün 5. maddesinin 5. fıkrasına göre, mahkeme esas itibariyle evrak üzerinde karar vermek durumunda olup, gereken hallerde vakfedeni ve diğer ilgilileri bu inceleme sırasında dinleyebilir ise de, mahkemenin böyle bir yola girmesi, "ilgililer" deyimi kapsamında olan kişilerin menfaatları haleldar olduğu gerekçesi ile vakıf senedi değişikliğinin tesciline karşı gelmeleri ve davanın kabulüne karar verilmesi halinde de temyize başvurmaları hakkını vermez, ilgililerin mahkemece dinlenmeleri tescile ilişkin işlemin mahkemece değerlendirilmesine yönelik olup, çekişmesiz kaza işlemi niteliğindeki bu davada bu kişilerin taraf olmalarını gerektirmez. Hal böyle olunca, mahkemenin bu kişilerin müdahale taleplerinin reddi doğrudur. Bütün bu hususlar dikkate alındığında, mahkemenin tescile ilişkin kararını temyiz eden müdahale talebinde bulunanların bu ihtilafsız kaza işleminde kendilerine taraf ya da müdahil sıfatı izafesinin mümkün olmadığı için kararı temyiz etme hakları da bulunmamaktadır. Bu kişilerin, vakıf senedinin değiştirilmesi nedeniyle hukuki menfaatlerinin ihlal edildiği kanısında bulundukları takdirde yasada öngörülen hukuki yollara başvurabilecekleri tabiidir. Bu itibarla tescil kararını temyiz eden müdahale talebinde bulunanların temyiz istemlerinin REDDİNE, 2- Vakıflar Genel Müdürlüğünün temyizine gelince; Davacı vakfa ait senedin 7, 9 ve 12. maddelerinin değiştirilmesine ilişkin olarak 9.12.2002 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul toplantısında alınan kararların iptali için Ankara Yirmiikinci Asliye Hukuk Mahkemesine dava açıldığı, davanın derdest olduğu anlaşılmakta olup; sözkonusu davada verilecek kararın bu davanın sonucunu etkileyeceğinden ön mesele kabul edilerek o dava soncunun beklenmesi gerekirken buna uyulmadan davanın kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 15.9.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.