Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6340 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 5802 - Esas Yıl 2007





Dava dilekçesinde vakfın dağıldığının (sona erdiğinin) tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dilekçesinde, vakfın dağıldığının tespitini ve sicilden silinmesini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, vakfın feshine karar verilmiştir. 1-4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 101.maddesinde, vakfın gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluğu olduğu belirtilmiş, 116.maddesinde de amacın gerçekleşmesi olanaksız hale geldiği ve değiştirilmesine de olanak bulunmadığı takdirde vakfın kendiliğinden sonra ereceği ve mahkeme kararıyla sicilden silineceği hükme bağlanmıştır. Yargıtayın kararlılık kazanmış uygulamalarında, vakfın gerçekleştireceği amacının kalmaması ve mal varlığının amacın gerçekleşmesini olanaksız kılacak şekilde azalmış olması, vakfın dağılmış sayılması için yeterli neden olarak kabul edilmekte ise de, bu yetersizliğin araştırılıp belgeleriyle kanıtlanmış olması aranmaktadır. Bu bakımdan Yargıtayın denetimini de olanak sağlayacak şekilde vakıf senedi, vakfa ait faaliyet raporları, bilançolar ve ilgili diğer belgeler getirtilip uzman bir bilirkişiye incelettirilerek rapor alınıp, vakfın senedinde belirlenen amaçları da gözetilerek tüm mal ve hakları ile acz içinde olup olmadığı ve amacının değiştirilmesine de olanak bulunup bulunmadığı da araştırılıp vakfın acz içinde olduğu belirlendiğinde tasfiyeden arta kalan mal ve hakların intikalini düzenleyen Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzüğün 33. maddesi de dikkate alınarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan salt davacının iddiası esas alınarak davanın kabulü,2-Davacı dilekçesinde, Türk Medeni Kanununun 116. maddesine göre, vakfın sona erdiğinin tespitini istediği halde, başka bir kavram ve hukuki sonuçları olan vakfın feshine karar verilmesi, 3-Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzüğün 30. maddesi uyarınca, dava hakkında Vakıflar Genel Müdürlüğünün yazılı düşüncesinin alınması gerektiğinin düşünülmemesi,4-Davacı 28.07.2006 havale tarihli dilekçesi ile vakfın kaynak sıkıntısı çektiğini ve amacını gerçekleştirmede, acze düştüğünü ileri sürerek Türk Medeni Kanununun 116. maddesi gereğince vakfın sona erdiğinin (dağıldığının) tespitine karar verilmesini istemiş olduğu gözetilerek, Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliğinin 21. maddesi uyarınca dava dilekçesinin mahkemenin esas defterine kaydının yapılması ve işlemlerin bu kayıt üzerinden yürütülerek sonuçlandırılması, esasının kapatılarak bir karar numarası verilmesi gerekirken; dava dilekçesinin esas defterine kayıt edilmeksizin, davacının daha önce senet değişikliğine ilişkin olarak açtığı dava üzerinden işlemlerin yürütülerek ve davanın harca tabi olmasına rağmen harç da alınmadan davanın sonuçlandırılması,Doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 2.7.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.