Dava dilekçesinde, ortak yere el atmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde kat mülkiyeti kurulmuş bulunan ana taşınmazın ortak yerlerinden olan bahçenin davalılar tarafından çit çekilerek bölünüp bağımsız bölümlerin özel bahçeleri haline getirildiği ileri sürülerek ortak yere el atmanın önlenmesi ve eski hale getirilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden kat mülkiyetli anataşınmazda davalıların 1-6 numaralı bağımsız bölümlerde, davacıların 7 nolu bağımsız bölümde malik oldukları, davaya konu edilen anataşınmaza ait yönetim planının III-1/b)-ıı maddesinde "villaların ahşap veya prekast elemanlar ile çevrelenen ve çevre düzenleme uygulama projesinde belirlenen bahçelerinin kullanım hakkı villa maliklerine aittir.söz konusu bahçelerin bakım ve kullanımı sadece villa maliklerinin yükümlülüğündedir." hükmünün bulunduğu anlaşılmaktadır. Yönetim planında sözü edilen çevre düzenleme uygulama projesi'nin var olup olmadığı araştırılmadan ve onaylı mimari projenin bir örneği dosyaya konulmadan mahkemece, yapılan keşif neticesi düzenlenen bilirkişi raporunda onaylı mimari projenin ayrılmaz parçası olan vaziyet planının mahalline uygulanıp uygulanmadığı ve mevcut durumun projeye (vaziyet planı dahil) uygun olup olmadığı hususları tartışılmadan; davalılara ait villaların bahçe kısımlarının çit ve metal tel örgülerle çevrilmek suretiyle ortak alanlardan ayrıldığı hususu belirtilmekle yetinilmiş, ayrıca mevcut durum ve kaldırılacak olan kısımları gösteren bir kroki düzenlenmemiştir. Tapu kütüğünde tescilli olması halinde çevre düzenleme uygulama projesinin mahallinde uygulanması ve mevcut durumun bu projeye uygun olup olmadığının saptanması, böyle bir proje yok ise mevcut durumun mimari proje ve vaziyet planına ve bu bağlamda yönetim planının yukarıda yer verilen hükmüne göre değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi, Kabule göre de; HUMK'nun 388. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının hüküm kısmında istek sonuçlarından herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde gösterilmesi gerekli olduğu halde, eski hale getirilmesine karar verilen hususların neler olduğu belirtilmeden, infazda duraksama yaratacak biçimde karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.