Dava dilekçesinde itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının bağımsız bölüm maliki olduğu sitenin ortak gider ve aidat borçlarını süresinde ödememesi nedeniyle hakkında icra takibine başlandığını, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptalini, takibin devamını ve %40'dan aşağı olmamak üzere inkar tazminatının tahsilini, icra takip dosyasında da takip konusu alacağa %10 aylık gecikme tazminatı uygulanmasını istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne, davacının icra inkar tazminatıyla gecikme tazminatı istemlerinin reddine, itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağa ödeme emrinin davalıya tebliğinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; kat irtifaklı anataşınmazda davalının irtifak hakkı sahibi, davacının ise yönetici olduğu anlaşılmaktadır. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nın 20. maddesine göre, gider veya avans payının tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık %İ0 hesabıyla (5711 sayılı Yasa'yla bu oran %5'e düşürülmüştür) gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür. Aynı Yasa'nın 28. maddesinde, yönetim planının bütün kat maliklerini bağlayan sözleşme hükmünde olduğu öngörülmüştür. Mahkemece öncelikle anataşınmazın yönetim planındaki oran dikkate alınarak davacı tarafından ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği 08.04.2005 gününden itibaren gecikme tazminatının ve ayrıca takip konusu alacağın belirli, kolaylıkla hesap edilebilir durumda bulunması nedeniyle İcra-İflas Yasası'nın 67. maddesinin ikinci fıkrasına göre istem gibi hükmolunan meblağın %40'ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 26.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.