Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 14. maddesinin üçüncü fıkrasının ilk bölümünde, kamulaştırmanın iptali yolunda İdare Mahkemesine başvurulduğu takdirde, adli yargıya başvuru süresinin (30 günlük dava süresi) idari yargı kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı öngörülmüştür. Buna göre idare mahkemesi kararı, temyizen Danıştay'a başvurulmadığı takdirde kararın, tebliğinden itibaren başlayacak temyiz süresinin bitiminde kesinleşeceğinden, bedel artırımı davasının da bu kesinleşme tarihinden itibaren başlayacak 30 gün içerisinde açılması gerekir. Fıkranın ikinci bölümü, idare mahkemesi kararına karşı temyize başvurulması (Danıştay'a) ve temyizen verilen (Danıştay'ca) karara karşı karar düzeltme isteminde bulunulması hallerini düzenlemiştir. İdare mahkemesi kararı süresinde temyiz edildiği takdirde 30 günlük bedel artırımı davası açma süresi, Danıştay'ın temyiz üzerine vereceği kararın (temyiz talebinin reddi kararının) tebliğinden itibaren başlayacaktır. Ancak, temyizen verilen karara karşı süresinde (15 gün içinde) karar düzeltme istenildiği takdirde bu 30 günlük adli yargıya dava açma süresi, karar düzeltme üzerine verilen kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlayacaktır. Görüldüğü gibi Kanun koyucu, 30 günlük hak düşürücü sürenin, temyize başvurulmayan davalarda, kesinleşme tarihinden (tebliğden itibaren başlayan temyiz süresinin bitimi tarihinden) başlatmasına karşılık, karar temyiz edilmiş ve temyiz üzerine bu karara karşı da süresinde karar düzeltme yoluna gidilmiş ise, karar düzeltme istemiyle ilgili olarak Danıştay'ca verilen kararın tebliğinden itibaren başlamasını öngörmüştür. Yasanın bu açık hükümleri karşısında, kamulaştırmanın iptali konusunda açılan davanın reddine ilişkin idare mahkemesi kararını temyiz eden davacının, Danıştay'ın temyiz üzerine verdiği onama kararının tebilğ tarihinden itibaren 30 gün geçtikten sonra açtığı bedel artırım davasının süresinde açıldığının kabulüne olanak yoktur. Fıkranın birinci bölümünde öngörülen "kesinleşme" keyfiyeti, temyiz edilmeyen idare mahkemesi kararları içindir. Kararın temyiz edilmesi ve temyiz üzere verilen karara karşı karar düzeltme yoluna başvurulması hallerinde fıkranın ikinci bölümü uygulanacak ve 30 günlük adli yargıya başvuru (dava açma) süresi, bu başvurular üzerine Danıştay'ca verilen kararların tebliğ tarihinden başlayacaktır. Bu esaslar dikkate alındığında, davacı 23.08.2003 tarihinde tebliğ edilen, temyiz üzerine verilmiş Danıştay kararına karşı 15 günlük yasal süre içinde karar düzeltme isteminde bulunmadığı için, dava açma süresi 22.09.2003 tarihinde sona ermiş olup, 29.9.2003 tarihinde açılan davanın bu nedenle reddi gerekir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.