Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 589 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 11924 - Esas Yıl 2010
Dava dilekçesinde, 33.787 TL eğitim ve öğretim masrafı ile 16.893,50 TL cezai şartın davalılardan faizi ile birlikte tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı Umut'un 2547 sayılı Yasa'nın 35. maddesine göre lisansüstü eğitim yapmak amacıyla 0... T... Üniversitesine gönderildiğini, ancak davalının istifa etmesi nedeniyle ilişiğinin kesildiğini, eğitime başlarken verilen yüklenme senedine göre sorumlu olduğunu ileri sürerek adına yapılan ödemelerin tahsili için dava açmış, mahkemece davalı adına maaş dışında bir ödemenin yapılmadığını, maaşında 2547 sayılı Yasa'nm 35. maddesine aykırı bir şekilde düzenlenen yüklenme senedine göre tahsilinin istenilmesinin yasal olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.2547 sayılı Yasa'nın 35. maddesine göre, yükseköğretim kurumları, kendilerinin ve yeni kurulmuş ve kurulacak diğer yükseköğretim kurumlarının ihtiyaçları için yurt içinde ve dışında, kalkınma plan, ilke ve hedeflerine ve Yükseköğretim Kurulu'nun belirteceği ihtiyaca ve esaslara göre öğretim elemanları yetiştirecekler, öğretim elemanı yetiştirilmesi amacıyla üniversitelerin araştırma görevlisi kadroları, araştırma ve doktora çalışması yapmak üzere başka bir üniversiteye Yükseköğretim Kurulu'nca geçici olarak tahsis edilebilecek, bu şekilde doktora ve tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlilik payesi olanlar, bu eğitimlerinin sonunda kadrolarıyla birlikte kendi üniversitelerine döneceklerdir. Yurtiçi ve yurtdışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yüksek öğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorunda olup, bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere yüksek öğretim kurumlarında görev verilmeyecektir. Buna göre öğretim elemanı yetiştirilmek üzere başka bir üniversiteye kadrosu tahsis edilen öğrencilerin başarısız olmaları veya görevlerinden ayrılmaları halinde kendilerine yapılan ödemeleri geri ödeyeceklerine ilişkin hiçbir düzenleme öngörülmemiştir. Ancak, taraflar arasında sözleşme yapılmasını engelleyen bir hükme de yer verilmemiştir. Bu durumda davalı Umudun yüklenme ve kefalet senedi hükümlerine göre sorumluluğunun tespiti gerekeceği açıktır. Adı geçen yüklenme senedi bir bütün halinde incelendiğinde, davalı hakkında senedin 7. maddesinin uygulanacağı anlaşılmaktadır. Anılan maddede ise "Kendi isteğim ile öğrenimimi bıraktığım... eğitimimi tamamlamadan döndüğüm veya başarılı olamadığım takdirde tarafıma yapılan masrafların tümünü altıncı maddede belirtilen usul ve şartlarla tahsil edilmesini... kabul ve taahhüt ederim" şeklinde düzenlenmiştir. Bu durumda davalının sorumlu olacağı kısım öğretim ve eğitim için yapılan masraflar olup, araştırma görevlisi kadrosunda olmanın karşılığı olan maaş ödemeleri bunun dışında kalmaktadır.Somut olayda, davacı vekilince dava dosyası içerisine sunulan ve davalıya ödendiği belirtilerek tahsili istenen masraf çizelgesinin incelenmesinde, davalıya maaş ödemeleri dışında başkaca bir Ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre davalı asıla maaş dışında bir ödeme yapılmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yasaya aykırı düzenlenen kefalet senedi gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş İse de, sonucu itibariyle mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmediğinden hükmün gerekçesi değiştirilerek (ONANMASINA), 25.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.