Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5767 - Karar Yıl 2004 / Esas No : 3942 - Esas Yıl 2004
Dava dilekçesinde davalıya ait bağımsız bölümlerin devri istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak. Tetkik hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde; kat ittifaklı taşınmaz üzerindeki yapının tamamlanması için davalının kendisine düşen borç ve yükümlülükleri noterlikçe yaptırılan ihtara rağmen- süresinde yerine getirmediği savıyla onun arsa payının ve kat irtifakının kooperatife (diğer kat irtifakı hakkı sahibi olan kooperatif üyelerine) devrine karar verilmesini istemiş, yargılamanın 9.10.2002 günlü oturumunda anayapıdaki eksikliklerin davalı tarafça giderilmesi, onun tarafından tamamlanmaması halinde giderlerini karşılaması koşuluyla davacı tarafın sözkonusu işi yapmasına karar verilmesi isteminde bulunulmuştur. Mahkemenin ilk kararının Dairemizce 1.4.2003 gün ve 2003/1548-2573 sayılı sayılı ilamı ile bozulmasından sonra mahkemece yapılan yargılama sırasında davalı Salim'in davaya konu edilen edimini yerine getirdiği, diğer bir anlatıma kat irtifaklı anataşınmaz üzerindeki yapının eksik kısımlarının tamamlandığı böylece devir kararını gerektiren nedenin ortadan kalktığı anlaşılmaktadır. Davanın dayanağını oluşturan Kat Mülkiyeti Yasasının 26. maddesi hükmünün amacı, ortak arsa üzerinde ileride kat mülkiyetine çevrilmek üzere yapılacak binanın sözleşmeye ve plana göre yapılmasının sağlanmasıdır. Bu madde ile bir kat irtifak hakkı sahibinin, kendisine düşen borçları yerine getirmemesinin yaptırımı olarak, onun arsa payının ve kat irtifak hakkının öteki paydaşlara devri öngörülmüştür. Somut olayda dava açıldıktan sonra da olsa davalı kat irtifak hakkı sahibi üzerine düşen borcu yerine getirmiş böylece dava sebebi ortadan kalkmış bulunduğuna göre konusuz kalan davam reddine karar verilmesi gerekirken, bu olgu gözönünde tutulmaksızın davalının arsa payının ve kat irtifakının devri yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen 375.000.000 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6.7.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.