MAHKEMESİ : İzmir 11. Aile MahkemesiTARİHİ : 25/06/2013NUMARASI : 2013/13-2013/488Dava dilekçesinde, babalığın tespiti davasında yargılamanın yenilenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve HUMK.nun 438/1. maddesi uyarınca duruşma tebligat gideri eksik yatırıldığından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı dava dilekçesinde; İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açtığı 2001/39 Esas sayılı babalığın tespiti davasında verilen red kararının Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiğini, bu dava hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nce 07.04.2009 tarihli karar ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin özel hayatın ve aile hayatının korunması başlıklı 8. ve adil yargılanma başlıklı 6. maddelerinin ihlal edildiğine karar verildiğini, bu hususun ise yargılamanın yenilenmesi nedeni olduğunu belirterek; yargılamanın yenilenmesine, babalığın tespitine, olmadığı takdirde davacının H.. Y..'ın soyundan geldiğinin (doğal bağın) tespitine karar verilmesini istemiştir. Davacı tarafından İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan babalığın tespiti hakkındaki dava reddedilmiş, Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle 09.05.2002 tarihinde kesinleşmiştir. Bu dava ile ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nce; davacıya Türk Medeni Kanunu'nun 303/son maddesi uyarınca gecikmede haklı nedenleri ileri sürme olanağı verilmemek suretiyle sözleşmenin 8. maddesinin ihlal edildiğinin kabulü gerektiği, davacının davasının babalık davası olarak nitelendirilip zamanaşımı kuralının uygulanmasından dolayı kararın adil olmadığı hakkındaki iddiasının ise 8. madde kapsamında kabul edilebilir olduğu, ayrıca sözleşmenin 6.maddesinin ihlal edilip edilmediğinin incelenmesine gerek bulunmadına karar verildiği anlaşılmaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 375/i (HUMK. 445/11) maddesinde "Kararın İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması" yargılamanın iadesi nedeni kabul edilmiştir. HUMK.nun 447.maddesi gereğince aynı Yasanın 445.maddesinin birinci fıkrasının 2. bendinde yazılı sebepten dolayı iadei muhakeme müddeti Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl (HMK.nun 377.maddesine göre bu süre kesinleşmiş kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay her halde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıl) olduğu buna göre dava davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan HUMK hükümlerine uygun olarak süresinde açılmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 379/1 maddesi uyarınca talebin kanuni süre içinde yapıldığı, yargılamanın iadesi talebinin kesinleşmiş mahkeme kararı hakkında istendiği, talebin kanunda yazılı sebebe dayandığı anlaşılmaktadır. Davacının Türk Medeni Kanunu'nun 282/2 ve 301. maddeleri uyarınca babalığın tespiti hakkında talebi var ise de, yargılamanın iadesine konu ettiği davada buna ilişkin talebinin olmadığının mahkemece gözetilmesi, davanın esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dinlenebilir olmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde ret hükmü kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.