Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5457 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 3537 - Esas Yıl 2003





Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Mahkemece iki kez bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, alınan raporlar hükme yeterli değildir. Şöyle ki; 1- Bilirkişi kurullarının ek raporlarında somut emsal aldıkları 132 ada 8 parsel sayılı taşınmazın emsal alınan 16.6.1999 tarihli satışından sonra ve değerlendirme tarihine çok daha yakın tarihte (26.9.200-1) gerçekleşen bir satışı daha bulunduğu ve bu ikinci satışta birim fiatın öncekine oranla daha düşük olduğu (5.988.000 TL/m2) dosyaya getirtilen bilgi ve belgelerden anlaşılmakta olup, bu ikinci satış işlemi bilirkişi kurulları tarafından dikkate dahi alınmamıştır. Her ikisi de aynı taşınmaza ait olan bu satışlardan iki yıl sonra olanın ilkine göre daha düşük bedelli olması bu satışlardan birisinin gerçeği yansıtmadığı durumunu ortaya koymaktadır. Satış bedelleri şüphe uyandıran bir taşınmazın somut emsal olarak seçilmiş olması ve buna dayalı olarak dava konusu taşınmaza değer biçilmesi, 2- Kamulaştırılan taşınmazın kadastro parseli, somut emsal alınan taşınmazın imar parseli olması durumunda, kamulaştırılan taşınmaz için belirlenen bedelden imar Yasasının 18/2. maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemiş olması, 3- Kamulaştırma Yasasının 11. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde yer alan "bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin" tarım arazileri için ve yalnızca zeminin değerlendirilmesinde dikkate alınabilecek bir unsur olduğu düşünülmeden, arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan ağaçların kaim değer yöntemi ile yapılan değerlendirmesinde de objektif artış uygulanarak ağaç değerlerinin fazla hesaplanması, Doğru görülmemiştir. Kabule göre de; 4- Emsalin ve dava konusu taşınmazın emlak vergisine esas değerlerinin birbirine oranının emsal lehine 10/6 olduğu dosyaya gelen belgelerle sabittir. Bilirkişi kurulları değerlendirme yaparken bu orandan makul ölçüde ayrılabilir iseler de bunun gerekçelerinin de açıklanması ve oluşacak sapmanın hiçbir şekilde vergi değerlerinin oranını tersine çevirecek ölçüde olmaması gerekmektedir. Bu yön dikkate alınmadan dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan %35 oranında üstün olduğunun ileri sürülmüş olması suretiyle değerlendirme yapılması, Usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.'nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 23.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.