MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde,...Köyü 106 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.1-2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1.fıkrasının (f) bendi uyarınca bilirkişi kurulu, arazi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma (dava) tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak düzenleyeceği gerekçeli değerlendirme raporunda, bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak taşınmazın değerini tespit etmelidir. Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarında ise; özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça, tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için, kapama meyve bahçesi değerlendirmesinde ise kapamaya dahil edilen meyveler için ayrı ayrı dekar başına elde edilecek ortalama verimine, üretim giderine ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır. Buna göre; bilirkişi kurulunca değerlendirmeye alınan kayısı, kiraz ve armut ağacının dekara kaç adet dikilebileceği, 2010 yılı itibarıyla ayrı ayrı sulu-kuru şartlarda dekar başına (ağaç başına değil) asgari ve azami verimine, kilogram başına ortalama toptan satış fiyatına ve dekar başına ayrıntılı üretim giderine (gider kalemlerini tek tek açıklar biçimde) ilişkin verilerin gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilip bilirkişi raporu denetlenmemesi,2-Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davaya konu taşınmazın bir bölümü sulu tarım arazisi kabul edilip buğday, fasulye, nohut münavebesi uygulanarak bir yılda üç ürün alınmak suretiyle m² değeri tesbit edilmiştir. Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, kamulaştırma bedelinin tespitinde bir yılda iki ürün alınabilen yörelerde dahi bu ürünlerin hazırlık ve yetişme süreleri dikkate alındığında bir yılı aşan süre gerektiği de gözönünde bulundurularak, genellikle iki yılda üç veya üç yılda dört ürün münavebe esası uygulanmak suretiyle değerlendirme esası kabul edilmektedir. Bu yön dikkate alınmadan hükme esas alınan raporda bir yılda üç ürün (buğday, fasülye, nohut münavebesi) üzerinden değerlendirme yapılmıştır. Açıklanan esasa göre bilirkişiden ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,3-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 14507 m² olan dava konusu 106 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 11587,78 m² sine yol yapılarak el atıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava geriye kalan bölümün değerinde azalma meydana geleceği belirtilerek bir değer kaybı verildiği anlaşılmaktadır. Ancak el atmadan artan bölüm için değer kaybı hesaplaması yapılırken, bilirkişi heyetince taşınmazın tarla niteliğinde oluşu, artan bölümün yözölçümü, konumu, geometrik durumu ve özellikle zirai kullanım durumu dikkate alınarak el atma nedeni ile artan bu bölümde, oluşacak değer kaybı oranın belirlenmesi gerekirken, sulu taşınmaz değerinden susuz taşınmaz değeri düşülmek suretiyle ve yukarıda açıklanan hususlara uyulmadan denetime elverişli olmayan ve yasada yer almayan yöntem ile kalan bölümde değer kaybı hesabı yapılması,4-Mahkemece hükme esas alınan 13.11.2012 tarihli fen bilirkişi raporuna göre, el atılan yerin yüzölçümü 11587,78 m² olduğu ve mahkeme kararında da bu yüzölçümü üzerinden tescil kararı verildiği halde, el atılan yer bedeli hesaplanırken 11867,69 m² esas alınması, 5-Davacı idare 6001 sayılı Yasanın 12. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu halde, hüküm fıkrasının yedinci bendinde yargılama gideri hesaplanırken ıslah harcının da davalıdan tahsiline karar verilmesi,Doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 06.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.