MAHKEMESİ : Ankara 8. Aile MahkemesiTARİHİ : 20/03/2013NUMARASI : 2012/1200-2013/348 Dava dilekçesinde, nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacılar, nüfus kayıtlarında baba bir kardeşleri görünen davalı Nurgül'ün diğer davalılar Hacı ve Esme kızı olduğu halde davacıların mirasbırakanı İsmail'in kızı olarak tescil edildiğini, ayrıca tescile dayanak belgedeki imzanın da İsmail'e ait olmadığını belirterek; Nurgül'ün İsmail'in çocuğu olmadığının tespitini, nüfus kaydının düzeltilerek soybağının kaldırılması ve gerçek duruma uygun tescilin sağlanmasını istemişlerdir.Olayları açıklamak taraflara hukuki niteleme hakime aittir. Davada öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın soybağı ya da nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığı meselesidir. Nesebin reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine tabidir. Nesebin reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi “doğru” olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra “nesebin reddi davası” ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının “gerçek durumu” yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiğinden söz edilmesi gereklidir (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından). Davacıların iddiası nüfus kaydının gerçeğe aykırı beyanla ya da sahte imza ile oluştuğuna dayanmaktadır. Açıklanan niteliğine göre dava: 5490 sayılı yasanın 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup davada görevli mahkeme 4787 sayılı Kanun'un 4. maddesi gereğince aile mahkemesi olmayıp 5490 sayılı Yasanın 36. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.