Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 504 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21260 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:1-Kamulaştırma Yasası'nın 11.maddesi hükmüne göre, bedel tespit davalarında öncelikle kamulaştırılan taşınmazın değerlendirme tarihindeki vasfının (arsa veya arazi) belirlenmesi, arsa vasfında ise değerlendirme tarihinden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değeri, taşınmaz arazi vasfında ise değerlendirme tarihindeki mevki ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınmak suretiyle değerinin belirlenmesi gerekir. Geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen Gemlik Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü'nün 23.05.2014 tarih ve 3453 sayılı yazısında dava konusu taşınmazın bir kısmının 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içinde yol alanında kaldığı, bir kısmının 1/5000 ölçekli nazım imar planı içinde karayolları kamulaştırma sınırı, bir kısmı yol koruma bandı, bir kısmının ise özel mahsul alanı olarak tanımlanan alanda kaldığ??, plan kapsamında olmayan kısım için alt yapı hizmetlerinden ve ulaşım olanaklarından yararlanmadığı ve çevresinde meskun alan bulunmadığı, 19.11.2014 tarih ve 8369 sayılı yazısında ise dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planı dışında kaldığı bildirilmiştir. Bakanlar Kurulu'nun Yargıtay'ca da kısmen benimsenen 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, imar planında yer almayan bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (belediyece meskûn olduğu için veya meskûn hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vd.) yararlanan ve meskûn yerler arasında yer alması gerekir. Bu durumda, belediye imar ve şehircilik müdürlüğü yazıları arasındaki çelişki de giderilecek şekilde dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli plan kapsamında kalan bölümü bulunup bulunmadığı, 1/1000 ölçekli imar planı kapsamına alınış tarihi ve bu kısmın nazım planın iskan sahası için mi yoksa kamulaştırma amacına yönelik olarak yol yapılması amacıyla plana alınıp alınmadığı araştırılarak dava tarihi itibariyle belediyenin belediyenin 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde kalan bölümü varsa ve bu kısım nazım planın iskan sahası için plan kapsamına alınmış ise bu kısmın arsa olarak, 1/5000 ölçekli nazım imar planı kapsamında kalan bölümünün ise belediye hizmetlerinden yararlanmadığı ve meskun olmadığı belirtildiğinden bu kısmın tarım arazisi olarak, plan kapsamında kalan kısım bulunmadığının anlaşılması halinde tamamının tarım arazisi olarak değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması, 2-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında ... Genel Müdürlüğü lehine 385 m² lik alanda eski irtifak mevcut olup, bu irtifak hakkının dava konusu taşınmazın tamamında meydana getiriceği kaç??nılmaz değer kaybı hususunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınması gerektiğinin düşünülmemesi, Kabule göre de;3-Dava konusu taşınmaza somut emsal alınarak incelenen ... parsel sayılı taşınmaz 09.11.1970 tarih ve 1/271 numaralı encümen kararı ile 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 15 ve 16 madde uygulamaları ile yola terk işlemi yapılarak oluşmuş imar parseli olup dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırma sonucu bulunacak değerinden İmar Yasası'nın 18. maddesinin 2. fıkrası gözetilerek düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi, 4-Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının yaş ve cinsleri belirlenerek bu ağaçların 2012 yılı itibariyle rayiç değerlerinin gıda tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilerek mütemmim cüz değerlerinin belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.