MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... Köyü 752 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak;1-Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, bir yılda çift ürün alınabilen yörelerde dahi bu ürünlerin hazırlık ve yetişme süreleri dikkate alındığında bir yılı aşan süre gerektiği de gözönünde bulundurularak, genellikle iki yılda üç ürün esası uygulanmak suretiyle değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu yön dikkate alınmadan hükme esas alınan raporda 1 yılda iki ürün (buğday-karışık sebze) üzerinden değerlendirme yapılmıştır.Dairemizin yerleşik içtihatlarında belirtildiği şekilde bilirkişi kurulundan 2 yılda 3 ürün münavebesi ile değer belirleyen ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,2-Sebze birçok çeşidi kapsadığından, ekilmesi mutad olan sebzelerin ne oldukları öncelikle saptanıp, buna göre karışık sebzeyi oluşturan ürünlerden her birinin değerlendirme yılı itibariyle dekar başına asgari ve azami verimi, üretim gideri ile kg başına toptan satış fiyatlarını gösteren veri cetvelinin gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilerek, bilirkişi kurulu raporunun bu verilere uygunluğu denetlenip, uygun değilse verilere uygun ek rapor alınmak suretiyle taşınmazın değerinin belirlenmesi gerekirken; soyut nitelikteki “karışık sebze” getirisi üzerinden hesaplama yapan ve bu nedenle denetime elverişli olmayan rapora itibar edilerek hüküm kurulması,3-İdarece davalılar adına bankaya yatırılan bedel ile bilirkişi raporunda tespit edilip hükme esas alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken, sadece fazla yatan bedelin hazineye iadesine karar verilmesi,Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.