Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4897 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 2373 - Esas Yıl 2011





Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca bilirkişi kurulu, arazi niteliğindeki taşınmaz malın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak düzenleyeceği raporda bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit etmelidir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için aynı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 15. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği gün itibarıyla dekar başına elde edilecek ortalama verim, üretim gideri ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki Tarım Müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır. Dava konusu taşınmazın tamamı zeytin bahçesi olup, 60-70 yaşlarında zeytin ağaçları ile kaplı olduğu yerinde yapılan inceleme sonucunda anlaşılmış ve bu ağaçların net geliri dikkate alınarak,yok yılında 252 kg,var yılında 800 kg ürün alınacağı, yağlık, yemeklik ve salamura zeytin olarak sınıflandırılmak ve Ticaret Borsasında her tür zeytin için belirlenen satış fiyatı esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Ülkemizde zeytinin en çok üretildiği Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde dekara normal sıklıkta 17 zeytin ağacı düştüğü ve zeytin ürünü veriminin var yılı yok yılı da gözetildiğinde genelde dekar başına ortalama 400-500 kg civarında olduğu yıllardır Yargıtay'a gelen kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin dava dosyalarından bilinmektedir. Bu nedenle değerlendirmede zeytin ürününün veriminin yukarıdaki ülke ortalaması gözetilerek dekar başına en çok 500 kg'ı geçmemek kaydıyla, İlçe Tarım Müdürlüğünce 2009 yılı için bildirilecek üretim gideri ve satış fiyatı üzerinden değerlendirme yapılarak esas kamulaştırma bedelinin tespiti gerekirken, zeytin ürününün dekar başına verimini yüksek ve satış fiyatı olarak borsa değerini dikkate alan bilirkişi kurulu raporuna dayanılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.