Dava dilekçesinde, vakfın tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:Dava, vasiyet yoluyla kurulan vakfın tescili istemine ilişkindir. Dava konusu vakfın tescili için vakfedenin mirasçılarından olan Turgay mahkemeye başvurmuş, yargılamanın 13.12.2006 günlü oturumunda tescil isteminden feragat ettiğini bildirmesi üzerine mahkemece bu feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 102. maddesinin üçüncü fıkrası hükmüne göre vakıf ölüme bağlı tasarrufa dayanıyorsa, tescil için mahkemeye başvurma ilgililerin veya vasiyetnameyi açan sulh hakiminin bildirimi üzerine ya da Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce re'sen yapılır. Türk Medeni Kanunu'na Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzüğün 5. maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca da vasiyet yolu ile kurulan vakıflarda vakfedenin mirasçısı veya vakfeden tarafından mirası resmen yönetmekle görevlendirilmiş kişi tescil isteminde bulunabilir. Vasiyetnamenin açılması tarihinden başlayarak üç ay içinde bunlar tarafından tescil isteminde bulunulmamış ise vakfın tescili hususundaki başvurma Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılır. Somut olayda, vasiyet yolu ile kurulan vakfın tescili için anılan yasa ve tüzük maddeleri hükümleri uyarınca vakfedenin mirasçılarından olan Turgay tarafından mahkemeye başvurulmuştur. Vakfın mahkemece tescili için diğer koşulların gerçekleşmiş olması durumunda bu mirasçının başvurmuş olması yeterlidir. Yöntemince başvurmuş olan kişinin daha sonra tescil isteminden feragat etmiş olması, davanın reddini gerektirmez.Yukarıda değinilen yasa ve tüzük maddeleri ile belirtilen esaslar gözö-nünde tutularak mahkemece davaya bakılıp Dairenin daha önceki bozma kararı doğrultusunda gerekli işlemlerin yapılıp tamamlanmasından sonra oluşacak sonuç doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.