Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 448 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 6189 - Esas Yıl 2008





Dava dilekçesinde icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamı istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davada, davacı yöneticinin davalı hakkında Kadıköy Dördüncü İcra Müdürlüğü'nde yaptığı 2006/6800 Esas sayılı icra takibine itirazın iptali istenilmiştir.Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden; davalı Dilek'in kat mülkiyetli anataşınmazın 64 nolu bağımsız bölümünde kiracı olduğu dönemle ilgili bağımsız bölümün ortak gider borcunu ödemediği ileri sürülerek icra takibi yapılmıştır. Davalı kiracının, icra takibinin yapıldığı ve eldeki davanın açıldığı tarihten önce bağımsız bölümden ayrılarak kiracılık sıfatının sona erdiği anlaşılmaktadır.Kat Mülkiyeti Yasası'nın 20. maddesine göre anataşınmazın ortak giderlerinden kat malikleri sorumludur. 22. madde hükmü gereğince de kat malikinin 20. madde uyarınca payına düşecek gider ve avans borcundan ve gecikme tazminatından bağımsız bölümlerin birinde kira akdine, oturma (sükna) hakkına veya başka bir nedene dayanarak devamlı bir şekilde faydalananlar da müştereken ve müteselsilen sorumludur. Ancak, kiracının sorumluluğu ödemekle yükümlü olduğu kira tutarı ile sınırlıdır. Yasa'nın bu 22. maddesi hükmünce kiracının anataşınmazın yönetimine karşı ortak giderlerden sorumluluğu onun kiracılık sıfatının devam ettiği sürece söz konusu olup, bağımsız bölümü boşalttıktan ve kiracılık sıfatı bittikten sonra ortak giderlerden sorumluluğu da sona ereceğinden yönetici bu durumdaki kişi hakkında dava açamaz ve Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerine göre ortak gider borcunu ödemesini isteyemez. Somut olayda davalı, hakkında icra takibi yapılmadan ve dava açılmadan önce kiracı olduğu bağımsız bölümden ayrılmış ve kiracılık sıfatı da sona ermiş bulunduğundan yöneticinin davalı kiracı hakkında açmış olduğu davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken davaya bakılıp işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.