Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4398 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 4207 - Esas Yıl 2007





Dava dilekçesinde, ortak yerlere elatmanın önlenmesi ve çatıya çıkmaK için geçiş izni verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı kat maliki dava dilekçesinde, kat mülkiyetli anayapının çatısında kurulmuş bulunan güneş enerji sistemini ve su deposunu onarmak için çatıya çıkması gerektiğini, ancak buna çatı arasındaki bağımsız bölüm maliki ile bu bağımsız bölümde oturan kiracısının çatıya çıkış iznini vermediğini ileri sürerek çatıdaki tesislerin onarımı için davalı tarafın kendisine çatıya çıkış izni verilmesini istemiştir.Yukarıda özetlenen davanın konusu gözetildiğinde bunun Kat Mülkiye;i Yasası'nın 23. maddesinde düzenlenen izin istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dosyada toplanan bilgi ve belgelere, özellikle yerinde yapılan inceL leme sonucu düzenlenen bilirkişi raporu içeriğine göre davalının bağımsız bölümünün çatı arası dubleks mesken niteliğinde olduğu, ortak çatıya çıkış için bağımsız ortak bir merdivenin (çıkış yolunun) bulunmadığı, bu çatıdaki davacı kat malikine ait olan ve onarılması gerektiği öne sürülen güneş enerji sistemi ile su deposunda gerekli onarımın yapılabilmesi amacıyla çatıya ancak davalının bağımsız bölümünün içinden geçilerek çıkılabileceği saptanmış bulunmaktadır.Kat Mülkiyeti Yasası'nın 23. maddesi hükmü uyarınca kat maliklerinden birinin bağımsız bölümünde veya bu bölüme ilişkin tesislerde oluşan bir hasar veya bozukluğun onarımı ya da giderilmesi veya tesislerin yeniden yapılması için diğer bir bağımsız bölüme girmek ya da o bağımsız bölümün içerisinden geçmek gerekiyorsa, buna o bölümün maliki ya da o bölümde başka sıfatla oturanlar giriş izni vermek ve gerekli işlerin yapılmasına katlanmak zorundadır. Öte yandan, bu izin yüzünden izni verenin uğrayacakları zararı lehine izin verilen bağımsız bölüm maliki ya da malikleri derhal ödemekle yükümlüdürler. Mahkemece, dava konusu edilen somut olayın anılan Yasa maddesi hükmü çerçevesinde toplanan ve toplanacak olan kanıtlar doğrultusunda oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yerinde görülmeyen ve Yargıtay uygulamalarına uygun düşmeyen gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.