Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4069 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 1589 - Esas Yıl 2008





Dava dilekçesinde eğitim ve öğretim giderinden kaynaklanan 46.728 YTL borcun 24.387,57 YTL.sinden sorumlu olmadıklarının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılardan S……. U…… S……..'in 2002-2006 yılları arasında askeri lisede okuduğunu, harp okulu öğrencisi iken 24.8.2006 tarihinde öğrencilikten ayrıldığını, bu eğitimden dolayı 34.011 YTL asıl borç ile 24.8.2006 tarihine kadar işlemiş 12.717,6 YTL faiz borcu olmak üzere toplam 46.728 YTL borç tahakkuk ettirildiğini, oysa yüklenme senedi hükümlerine göre atış, personel ve amortisman giderinden sorumlu olmadıklarını, bu sebeple 24.8.2006 tarihi itibariyle istenen 46.728 YTL borcun 24.387,57 YTL.sinden davacıların sorumlu olmadıklarının tespiti ve ayrıca kefalet senedinde kefalet limitinin belirtilmemiş olması nedeniyle davacı A.. T………'in davalıya hiç borcu olmadığının tespitini istemiş; mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Borçlar Yasasının 484. maddesine göre kefalet akdinin geçerli olabilmesi yazılı şekilde yapılması ve kefilin mesul olacağı miktarın açıkça belirtilmesi koşuluna bağlıdır. Dosya içerisinde bulunan Bursa 4. Noterliğince düzenlenmiş 26.8.2002 gün ve 12124 yevmiye numaralı kefalet senedinde kefilin sorumlu olacağı miktar açıkça gösterilmediği için bu kefalet sözleşmesinin geçerliliğinden sözedilemez. Bu sebeple davacılardan (kefil) A.. T………'in davasının tümden kabulü ile bu davacının yükümlüye yapılan masraflardan dolayı davalı tarafa hiçbir borcunun olmadığının tespitine karar vermek gerekirken bu davacı yönünden de davanın kısmen kabulü şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davacı tarafa iadesine, 7.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.