Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3898 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3675 - Esas Yıl 2007
Dava dilekçesinde itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu anataşınmazın yönetimi ile anlaşarak 3.389.823.092 TL.lık yakıtı davalıya verdiklerini, bu yakıt bedelini tahsil edememeleri üzerine davalı apartmanın yönetimi aleyhine icra takibine giriştiklerini, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu bunun üzerine bu davayı açmak mecburiyetinde kaldıklarını ileri sürerek davalının kötüniyetli itirazının iptalini, takibin devamını, davalı tarafın %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiş, mahkemece tüzel kişiliği olmayan yöneticiliğe karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi yolunda hüküm kurulmuştur. Kat Mülkiyeti Yasasının 20. maddasine göre kat maliklerinden herbiri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça anataşınmazın ve buna ait ortak tesislerin işletme giderlerine, bu giderler için toplanacak avansa kendi arsa payları oranında katılmakla yükümlüdürler. Somut olayda davacının dava konusu anataşınmazın yöneticisi ile anlaşarak yukarıda değinildiği gibi anataşınmazın yakıtının karşılanması için yöneticiye kal-yak denilen yakıtı teslim etmiştir. Yargıtay uygulamalarında yöneticinin yasadan doğan kat maliklerini temsil yetkisine giren işlerden dolayı üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yönetimin (yöneticinin) aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilmektedir. Davacı davalı apartman yöneticiliğine karşı husumet yöneltmekle doğrudan doğruya davalı apartmanın yöneticisini hasım olarak göstermiştir. O halde davalının pasif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilerek işin esasına girilerek toplanan deliller doğrultusunda oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 7.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.