Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3655 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15488 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ankara 2. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/05/2013NUMARASI : 2013/141-2013/620 Dava dilekçesinde, davacıların dernek üyeliğinden ihracına ilişkin yönetim kurulu kararının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Dava dilekçesinde; davacıların dernek üyeliğinden ihracına dair davalı derneğin yönetim kurulunun 16.01.2013 ve 21.09.2012 tarihli kararlarının kanun ve tüzüğe aykırı olması nedeniyle iptali istenilmiş, mahkemece işin esası incelenerek davanın reddine karar verilmiştir.4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 83. maddesi hükmünde ise toplantıda hazır bulunan ve kanuna veya tüzüğe aykırı olarak alınan genel kurul kararlarına katılmayan her üyenin, karar tarihinden başlayarak bir ay içerisinde, toplantıda hazır bulunmayan her üyenin de kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak üç ay içinde mahkemeye başvurmak suretiyle kararın iptalini isteyebileceği belirtilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu husus mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Aynı Yasanın 2. maddesinde ise; şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğu ve HMK'da ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu, 4. maddesinde de sulh hukuk mahkemelerinin görevinin neler olduğu hükme bağlanmıştır.Somut olayda; dernek üyesi olan davacılar tarafından davalı dernek aleyhine dava açıldığı ve davada davacıların dernek üyeliğinden ihracına dair davalı derneğin yönetim kurulunun 16.01.2013 ve 21.09.2012 tarihli kararlarının kanun ve tüzüğe aykırı olması nedeniyle iptalinin istendiği, mahkemece işin esası incelenerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dava şahıs varlığına ilişkin çekişmeli olarak açılan dernek yönetim kurulu kararının iptali istemine yönelik olup asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girmektedir. Mahkemece işin esasının incelenerek davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç davanın niteliğine ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece davaya bakma görevinin kendisine ait olmadığı kabul edilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek davanın reddine kararı verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla, yukarıda açıklanan nedenler göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde bulunmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Tarafların temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen Geçici 3. maddesindeki atıf nedeniyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.