Dava dilekçesinde işyerine çevrilen meskenin eski haline iadesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, tapuda mesken olarak gösterilen bağımsız bir bölümün işyeri olarak kullanıldığı savıyla bu bağımsız bölümün eski hale (meskene) dönüştürülmesi istemine ilişkin olup davayı yönetici açmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliği gözönünde tutulduğunda böyle bir davayı anataşınmazda bağımsız bölüm maliki olanların açması gerekir. Yöneticinin dava açabilmesi için anataşınmazda kat maliki olması veya kat malikleri kurulunca kendisine özel yetki verilmiş bulunması gerekir. Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden davayı açan yöneticinin anataşınmazda kat maliki olmadığı gibi kendisine böyle bir davayı açması konusunda kat maiik-lerince yetki de verilmediği anlaşılmaktadır. Saptanan bu durum karşısında mahkemece davacı yöneticiye bu davayı açması ve avukat tutması konusunda kat malikleri kurulunca (dava açılmadan önce veya sonrasında) özel bir yetki verilmiş olup olmadığı araştırılıp aktif husumet ehliyetinin varlığı belirlenmeden davaya bakılıp işin esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelemeksizin hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 4.4.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.