Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2959 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 1168 - Esas Yıl 2008





Davacı Sait Uğurlu ile davalı Nüfus Müdürlüğü arasındaki davada Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 23/3/1988 günlü ve 1988/179-166 sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16/1/2008 gün ve Hukuk-282656 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü: YARGITAY KARARI Davacı Sait Uğurlu vekilinin 12/2/1988 tarihli dava dilekçesiyle açtığı davada, müvekkilinin velayeti altındaki oğlu İlker'in 10/5/1972 olan doğum tarihinin 10/5/1970 olarak düzeltilmesini istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği; davacı vekilinin 29/4/1988 havale tarihli dilekçe ile mahkemeye yaptığı başvurusunda, hükmün tavzih edilerek küçük İlker Uğurlu'nun doğum yerinin Heidelberg olarak düzeltilmesini istediği, anılan mahkemece duruşma yapılarak verilen 4.5.1988 tarihli 1. tavzih kararında küçük İlker'in doğum yerinin F. Almanya Heidelberg olarak, aynı gün 2. verilen tavzih kararında ise, doğum tarihinin 13/3/1970, doğum yerinin F. Almanya Heidelberg olarak tavzihen düzeltilmesine karar verildiği, her iki tavzih kararının da temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 455. maddesinde "Hüküm müphem ve gayrıvazıh olur veya mütenakız fıkraları ihtiva ederse icrasına kadar iki taraftan her biri iphamın tavzihini ve tenakuzun ref’ini isteyebilir." hükmü mevcuttur. Bu maddede belirtildiği üzere, açık olmayan veya çelişik fıkralar kapsayan hükümlerin açıklanması istenebilir. Hakim, verdiği hüküm ile bağlıdır. Sonradan hükmün yanlış olduğu kanısına varsa dahi, hüküm temyiz edilip bozulmadıkça veya yargılamanın iadesine karar verilmedikçe değiştirilemeyeceği gibi, unutulan bir hususun tefhimden sonra tamamlanması da mümkün değildir. Hükümlerin tavzihi bunun bir istisnası olarak kabul edilemez. Hukuk usulüne göre hakim, esas hükmü tefhim etmekle, davadan elini çekmiş olacağından, daha sonra HUMK.’nun 455. maddesine aykırı olarak hükümlerin tavzihi yoluyla dava dilekçesinde belirtilen talebi aşacak ve uygulamada çelişkiye sebep olacak şekilde tavzih kararları verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 13/3/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.