Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2866 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 13340 - Esas Yıl 2009





Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin gaile fazlasına müstahak vakıf evladı olduklarının tespitini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:27 Eylül 2008 tarih 27010 sayılı Resmi Gazete ile yürürlüğe giren Vakıflar Yönetmeliği'nin 53 vd. maddelerine göre, vakıflar için belirlenen gelir fazlası (gaile fazlası), vakıf evladı veya ilgilisi olduğunu ve gaileye hak kazandığını kesinleşen mahkeme kararı ile ispat edenlere ödenir. Bu gibilerin çocuklarından ayrıca mahkeme kararı istenmez; nüfus kaydı esas alınarak işlem yapılır.Bu durumda davacının veya murislerinin daha önce vakıftan gaile fazlası almış olmaları kendisinin de gaile fazlası almasına yeterli değildir. Kendisinin gaile fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunu kanıtlaması gerekir. Bu konuda geçerli kanıtlar, davacının vakfedenle kan bağını gösteren nüfus kayıtları, kendisinin mahkeme kararı ile gaile fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunu gösteren vakıf evlatları ile irs ilişkisi içinde olduğunu belirleyen belgeler ve daha önce vakıftan gaile fazlası alıyor ve bu husus bir defter ile belirlenmiş ise bu defterin dayanağını teşkil eden belgeler ve maddi olgulardır.Bu davanın niteliği ve dosya içeriği dikkate alındığında mahkemece yapılacak iş, davacının ve sulbünden geldiği kişilerin gaile fazlası almalarının dayanağı olan defterin aslı üzerinde inceleme yapılarak defterdeki düzenlemenin dayanakları da belirlenip davacının vakfın gaile fazlasına müstahak vakıf evladı olup olmadığını tespit etmek ve davacılardan varsa kan bağı ile bağlı olduğu kişilere ait aynı vakıftan gaile ödenmesine ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararlarının ibrazını istemek suretiyle bu delil ve belgeler birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç doğrultusunda karar vermek olmalıdır.Bilirkişinin mücerret davacının büyükannesinin ve annesinin daha önce gaile fazlası aldığına dair beyanı ve defter fotokopileri ile yetinilmiş olması doğru görülmemiştir.Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.