Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2572 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21777 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kurtuluş Mahallesi 143 ada 3 parsel sayılı taşınmazın Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Bozmaya uyulmuşsada gereği yerine getirilmemiştir.Şöyle ki;1-Dairenin 28.03.2011 tarihli bozma ilamının 2 numaralı bendinde açıklandığı üzere; kat mülkiyetli bağımsız bölüm satışlarında binanın niteliği, inşaatın kalitesi, bağımsız bölümlerin iç düzeni ve dekorasyonu, cephesi, fiyatının belirlenmesinde asıl rol oynadığı, satış fiyatına ortak yerlerden yararlanma oranı dahi dahil olduğu dikkate alındığında bu gibi satışlarda binanın değeri satış değerinden düşülmüş olsa bile arsa değerlendirilmelerinde emsal alımında yanıltıcı sonuçlara götürebileceğinden emsal alınmaması gerektiği belirtildiği halde bozma sonrası hükme esas alınan 15.01.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporunda yine bozma öncesi bilirkişi raporunda emsal alınan ve yukarıda açıklanan nedenlerle uygun emsal olmadığı belirtilen kat mülkiyeti kurulu binadaki bağımsız bölüm satışının emsal alınması,2-Bozma öncesi dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısma davacı idarece kıymet taktir rapurunda %2 değer kaybı üzerinden 2108,8 TL. verilmiş ve mahkemece bu miktar kamulaştırma bedeline eklenerek hüküm kurulmuş olup, bu husus bozma konusu yapılmadığı halde bozma sonrası hükme esas alınan raporda %5 değer kaybı verilmesi,3-Davacı idarenin 03.06.2014 tarihli dilekçesinde, 14.03.2013 tarihli 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 19. maddesiyle "kamulaştırılan taşınmazın mülkiyeti dağıtım tesislerinin mülkiyetine sahip olan ilgili kamu kurum veya kuruluşuna, bunların bulunmaması halinde Hazineye ait olur." hükmü getirildiğinden bu hüküm ile kamulaştırılan taşınmazın mülkiyeti kamu tüzel kişiliğine haiz lisans sahibi dağıtım şirketi yani ... ait olacağından tescil kararının ... Genel Müdürlüğü lehine verilmesini talep ettiği dikkate alınmaksızın bozma öncesi tescil hükmü kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. 4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir. Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi'nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla mahkemece bozma öncesi 1. kararla hükmedilen miktardan acele el koyma dosyasında ödenen kısmın mahsubu ile kalan kısma dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten 1. karar tarihine kadar, bozma sonrası artan kısım içinde 2. karar tarihine kadar kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.