MAHKEMESİ : Beykoz Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/03/2013NUMARASI : 2008/1390-2013/432Dava dilekçesinde, ortak yerlere müdahalenin önlenmesi, kâl ve eski hale getirme istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı asil M.. Ö.. ile vekilleri Av.K. K.., Av.M. K..ve aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av.O. Ş.. geldiler. Gelen asil ve vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde, davalının ortak alanlara müdahale ile bağımsız bölümünde projeye ve imara aykırı değişiklikler yaptığını, onaylı proje ve vaziyet planına göre seyir terası olarak sitedeki tüm bağımsız bölüm maliklerinin kullanımına ait yerlerde şahsına ait istinat duvarları, yüzme havuzu, kapalı mekanlar vb. tesisler yaptığını, arazinin toprak yapısını bozduğunu ve çok yüksek oranda hafriyat taşınarak, çeşitli yapılanmalara giriştiğini ileri sürerek müdahalenin önlenmesini, yapılan yapıların yıkılmasını ve ortak alanın eski hale getirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulü ile davalıya ait A-5 nolu bağımsız bölümde mimari projeye aykırı olarak villanın 121 m² büyütülmesi, ortak bahçeye yapılan 16 m² alanlı fıskiye, içinde jeneratör bulunan 9 m² alanlı bölüm ve 1,5 m² alanlı tuvalet ile istinat duvarlarının kaldırılarak mimari projeye uygun eski hale getirilmesine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak;634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nın 19. maddesinin birinci fıkrasına göre, kat malikleri anataşınmazın bakımı ve mimari durumu ile güzelliğini ve sağlamlığını titizlikle korumaya mecburdurlar. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise kat maliklerinden biri, bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça anataşınmazın ortak yerlerinde inşaat, onarım, tesis ve değişiklik yaptıramayacağı, devamında da kat maliklerinin kendi bağımsız bölümlerinde anayapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve değişiklik yapamayacağı öngörülmüştür. Dosya içindeki bilgi ve belgelerle bilirkişi kurulu raporları içeriğinden, davalıya ait 5 nolu villanın projesi dışında 121 m² büyütüldüğünün belirtildiği, ancak söz konusu projeye aykırılığın ne şekilde gerçekleştiğinin, sözü edilen 121 m²'lik alanın nerede bulunduğunun, ortak yerde kalıp kalmadığının mevcut krokide açıkça gösterilmediği ve eski hale getirme işleminin anayapının statiğine zarar verip vermeyeceği ile ilgili bilirkişi raporunda bir tespit yapılmadığı anlaşılmıştır. Buna göre dosyada mevcut bilirkişi raporları dava konusu villanın 121 m² büyütülmesi yönünden onaylı mimari proje ile vaziyet planına aykırılıkların tespiti, bunun binanın ilk inşası sırasında yapılmış olup olmadığı, nasıl projeye uygun hale getirileceği ve eski hale getirme işleminin anataşınmazın statik yapısına zarar verip vermeyeceği hususlarında hüküm kurmaya yeterli olmadığından yeniden uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınarak onaylı mimari proje ve ekleri yerinde uygulanmak suretiyle 121 m²'lik alandaki projeye aykırılığın belirlenip, eski hale getirme işleminin statik yapıya zarar verip vermeyeceği de saptanıp, statiğe zararı olmadığı takdirde projeye uygun hale getirilmesi için yapılması gerekenler denetlemeye ve infaza elverişli olacak şekilde krokiye bağlanmak suretiyle müdahale edilen bölüm ya da bölümler hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan verilmeden belirlenmesi ve sonucuna göre müdahalenin önlenmesine ve projeye uygun eski hale getirilmesine karar verilmesi gerekirken, davalının müdahale ettiği iddia edilen 121 m²'lik kısmın denetlemeye elverişli olmayan krokisi ve rapora dayanılarak infazda tereddüt yaratacak biçimde eksik inceleme ve yetersiz araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.