Davacı ... ile davalılar ..... vd. aralarındaki... İlçesi, ... Mahallesi 10196 ada 1 parsel numaralı taşınmazın kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak bedelinin tahsili davasına dair .... 5.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.11.2012 günlü ve 2011/67-2012/500 sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 07.05.2013 günlü ve 2013/2838-2013/7805 sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekilinin karar düzeltme dilekçesi ile eklerinin ve tüm dosya kapsamının yeniden incelenmesi sonucunda, 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. madde ve 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Yasaya eklenen Geçici 2. maddede; Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan taleplere ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.Yukarıda belirtilen Geçici 6. madde uyarınca; malik olan kişilerin taşınmazlarına fiilen el konulması nedeniyle isteklerini belirterek (nakdi ödeme, idareye ait taşınmazın trampası, idareye ait taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tanınması veya imar mevzuatı çerçevesinde başka bir yerde imar hakkı kullandırılması) öncelikle idare ile uzlaşma yoluna başvurması 1. fıkrasında dava şartı olarak kabul edilmiş, yasanın yürürlüğe girdiği tarihte henüz kesinleşmeyen davalarla ilgili ise 10. fıkrasında uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilecekleri, uzlaşma talebi üzerine, uzlaşma görüşmelerinin neticesine kadar davanın bekletileceği, uzlaşılamaması hâlinde, uzlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulmasından sonra davaya devam edileceği öngörülmüştür. Dava konusu somut olay incelendiğinde, kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat davalarının yukarıda açıklanan yasa maddesinin yürürlüğe girmesinden önce 29.12.2012 ve 27.03.2012 tarihlerinde açıldığı ve dava tarihi itibariyle uzlaşmaya başvurulduktan sonra dava açılmasını dava şartı sayan ve yukarıda açıklanan yasa maddesinin yürürlükte olmadığı ve yasanın yürürlüğe girdiği tarihte derdest olan davalarla ilgili olarak uzlaşma yoluna başvurulması isteğe bağlı olduğundan ve yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay içinde kullanılacak bu hakka ilişkin sürenin geçtiği de dikkate alındığında; Dairemizce fiilen el atılan bölüm yönünden uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açılması nedeniyle bu kısım yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi yönünde yapılan bozma kararının, bozma kararından sonra yürürlüğe giren yukarıda açıklaması yapılan yasal düzenleme karşısında kaldırılması gerektiği, ancak bu kısım için mahkeme kararının aşağıda açıklanan nedenlerle bozulması gerektiği, fiilen el atılmayan bölüm yönünden ise uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği bozmasının kısmen yerinde olup, kısmen de yerinde görülmediği bu kez yapılan incelemeden anlaşıldığından, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin bu nedenlerle kabulüne, Dairemizin 07.05.2013 gün ve 2013/2838-7805 sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;Dosya içindeki bilgi ve belgelere, özellikle fen bilirkişisinin 14.12.2011 tarihli rapor ve krokisine göre; dava konusu taşınmazın imar planında yol, park ve spor tesis alanı olarak ayrıldığı, S1, S2, S3, S4 harfli kısımlara stabilze yol, Y1, Y2 harfli kısımlara asfalt yol, C harfli kısma da duvar yapılarak stadyum içerisine dahil edilmek suretiyle fiilen el atıldığı, kalan A, B, D, E, F, G, H, K ve L harfi ile gösterilen kısımlara ise fiili el atma bulunmadığı, mahkemece tüm fiili ve hukuki el atmalar nedeniyle taşınmazın tamamının bedeline hükmedildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma ile hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.Şöyle ki;1-Taşınmazın fiilen el atılmayan bölümleri yönünden yapılan incelemede;Dava konusu taşınmaz yol, park ve spor tesis alanında kalmakta olup, taşınmazın hukuki el atma kabul edilen ve raporda B, D, E ve F harfi ile gösterilen kısımlarının fiilen el atılan kısımlarla bağlantılı olarak proje bütünlüğü oluşturduğu gözetilerek B, D, E ve F harfli kısımların bedeline de hükmedilmesinde bir isabetsizlik yok ise de, taşınmazın hukuki el atma kabul edilen A, G, H, K ve L harfli diğer bölümleri yönünden, fiilen el atılan kısımlarla bağlantılı olarak proje bütünlüğünden söz edilemeyeceğinden bu bölümler için, davacının mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın dava konusu taşınmazın genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılamamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın.... Mahkemesi kararı ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 10. fıkrasında "Uygulama imar planında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulanmasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu'nda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır." hükmü uyarınca idari yargıda açılması gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-b ve 115/2 maddeleri uyarınca bu kısımlara yönelik davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Taşınmazların fiilen el atılan ve bu kısımlarla bağlantılı olarak proje bütünlüğü oluşturduğu kabul edilen (B, D, E ve F harfli) bölümleri yönünden yapılan incelemede ise; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak;a) Dosya içerisine getirtilen tapu kaydında göre dava konusu taşınmazın 2790 m²'si üzerinde ... Genel Müdürlüğü lehine eski irtifak hakkı mevcut olup, bu irtifakın fiilen el atılan ve bu kısımla bağlantılı olarak proje bütünlüğü oluşturduğu kabul edilen (B, D, E ve F harfli) bölümüne isabet eden alanın tespiti ile bu irtifak hakkının taşınmazda meydana getirmesi kaçınılmaz değer kaybının bilirkişi kurulunca dikkate alınmamış olması, b)Karar tarihinden sonra 11.06.2013 günü yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 13. fıkralarında getirilen “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.” ve “…. bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” düzenlemeleri karşısında davacı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve karar ve ilam harcının da maktu olarak alınması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 12.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.