Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2173 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16530 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 17. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/06/2013NUMARASI : 2012/761-2013/453Dava dilekçesinde, aidat giderinin ödenmemesi üzerine yürütülen icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ile inkar tazminatına karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı yönetim, kiracı ve malik hakkında aidat giderinin ödenmemesi üzerine yürütülen icra takibine davalıların itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 1-Kat Mülkiyeti Yasasının 22/1. maddesinde “Kat malikinin, 20 nci madde uyarınca payına düşecek gider ve avans borcundan ve gecikme tazminatından, bağımsız bölümlerin birinde kira akdine, oturma (sükna) hakkına veya başka bir sebebe dayanarak devamlı bir şekilde faydalananlar da müştereken ve müteselsilen sorumludur. Ancak, kiracının sorumluluğu ödemekle yükümlü olduğu kira, miktarı ile sınırlı olup, yaptığı ödeme kira borcundan düşülür.” hükmü düzenlenmiştir. Mahkemece kiracı tarafından yapılan ödemenin aynı miktarda maliki de borçtan kurtaracağı gözetilerek her iki davalının kalan borçtan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekirken malik ve kiracının ayrı ayrı farklı miktarlardan sorumlu tutulması, 2-Kat Mülkiyeti Yasası'nın 20. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre, ortak giderden payına düşeni ödemeyen bağımsız bölüm malikinin ödemede geciktiği günler için ödemekle yükümlü bulunduğu gecikme tazminatının başlangıç gününün açıkça saptanmış olması gerekir. Dava konusu ortak giderin dayanağını oluşturan kat malikleri kurulu kararına davalılar katılmışsa karar tarihi, kararın alındığı toplantıya katılmamışsa bu kararın kendisine tebliğ edildiği ya da başka bir biçimde borcunu öğrendiği tarih, bu da yoksa hakkında açılan icra takibi nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih esas alınmalıdır. Mahkemece, yukarıdaki esaslar dikkate alınarak davalıların aidat borcunu öğrendiği günün açıkça belirlenmesi, icra takibinden önce öğrenmediği saptandığında gecikme tazminatının ödeme emrinin tebliğinden itibaren başlatılması gerekirken, bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan borcun ait olduğu aydan itibaren gecikme tazminatının hesaplanıp buna göre hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.