Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1938 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 6907 - Esas Yıl 2010





Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazların kamulaştırıldığını, kamulaştırma tarihindeki zilyeti olan G…… Y…… aleyhine açılan Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.02.1974 tarih ve 1974/62 Esas-1974/36 Karar sayılı davasında verilen kararla taşınmazın 2200 m²²'lik kısmında TEK Genel Müdürlüğü lehine tapuda irtifak tesis edildiğini, ancak yapılan kadastro çalışmaları sırasında irtifak hakkının kadastro tutanağına işlenmediğini, itiraz üzerine tutanakların ilan tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden dolayı bu haklarının tutanağa işlenemeyeceğinin bildirildiğini ileri sürerek Kamulaştırma Yasasının 36. maddesi gereğince dava konusu taşınmazlar üzerinde daimi irtifak hakkının tesisi ile tapuya tescilini istemiş; mahkemece yapılan yargılama neticesi davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Yasasının 5841 sayılı Yasa ile değişik 12. maddesinde "30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir. Kadastro Müdürü tarafından onaylanarak kesinleşen tutanaklar ile Kadastro Mahkemesinin kesinleşmiş kararları; kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde tapu kütüklerine kaydedilir. Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil, tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır." hükmü öngörülmüştür. 25.02.2009 tarihinde kabul edilen 5841 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen geçici 10. maddede "Bu Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" denilmiştir.Somut olayda, mahkeme kararını temyiz eden N…… K.., S…… K……, K…… K……, M…… K……, A…… K……, N…… U……, M…… D……, ve N…… Ö……'in hissedarı bulunduğu dava konusu 258 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı ve dayanağını oluşturan kadastro tutanağı ve eklerinden kadastro tespitinin 05.08.1977 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığına göre 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddi gerekirken, kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.