Davacı Apartman Yöneticisi ile davalı kat maliki arasındaki alacak davası hakkında Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesince kesin olarak verilen 16/5/2005 günlü ve 2005/270-441 sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Cumhuriyet Başsavcılığının 7.9.2005 gün ve Hukuk-168164 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü: YARGITAY KARARI Apartman yöneticisi davacı 11/3/2005 günlü dava dilekçesinde, davalı S……. Ş………ün anataşınmazın ortak giderlerden payına düşen 122.000.000 TL. ortak gideri ödemediğinden bu paranın faizi ile birlikte tahsili için hakkında icra takibi yapıldığını, borçlunun bu borca itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibe konu alacağın faizi ile birlikte tahsili ile % 40 icra inkar tazminatını davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yargılamanın ilk oturumunda taraflar arasındaki uyuşmazlığın (miktar da gözönünde tutularak) 4822 sayılı Yasanın 22. maddesi uyarınca Tüketici Sorunları Hakem Kurulu tarafından çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görev yönünden davanın kesin olarak reddine karar verilmiş; bu karara karşı HUMK'nun 427. maddesi gereğince Adalet Bakanlığının gördüğü lüzum üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına temyiz yoluna başvurulmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelere ve özellikle Dairenin geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen tapu kayıtları içeriğine göre dava konusu edilen ortak gider alacağının dayanağını oluşturan anataşınmazda kat mülkiyetinin kurulmuş olduğu davacının bu taşınmazda yönetici ve davalının da bağımsız bölüm maliki olduğu anlaşılmaktadır. Kat Mülkiyeti Yasasının 20. maddesi hükmü gereğince kat maliklerinden herbirinin payına düşen ortak gideri ödemekle yükümlü bulunduğu ödememesi durumunda yöneticinin o kişi hakkında icra takibi yapabileceği ve dava açabileceği öngörülmüştür. Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık yasanın bu maddesinden kaynaklanmaktadır. Kat Mülkiyeti Yasasının ek 1. maddesi hükmüne göre bu yasadan kaynaklanan her türlü anlaşmazlığın-değerine bakılmaksızın- Sulh Hukuk Mahkemesinde çözümleneceği düşünülmeden mahkemece uygulama yeri olmayan 4822 sayılı Yasaya dayanılarak görevsizlik kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 13/3/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.